DENEME BLOGU
  • Home
  • Download
  • Social
  • Features
    • Lifestyle
    • Sports Group
      • Category 1
      • Category 2
      • Category 3
      • Category 4
      • Category 5
    • Sub Menu 3
    • Sub Menu 4
  • Contact Us

Evet bu yazıda da biraz interrail yapacak olanlara tavsiyeler vermek istiyorum. Umarım bu tavsiyeler yolculuğunuz sırasında işinize yarar…

 Öncelikle interrail yapmadan önce yola Türkiye’den mi yoksa farklı bir ülkeden mi çıkacağınıza karar vermelisiniz. Türkiye’den çıkacaksanız sorun yok ama eğer farklı bir ülkeden başlamak istiyorsanız uçak biletinizi erken almaya çalışın. Son güne bırakmayın. Ayrıca başlangıç noktanıza daha ekonomik olması açısında izleyeceğiniz rotadaki ülkelerin her birinin fiyatlarına bakın çünkü biletler arasında büyük farklar olabilir. He zaten az bir şey fark veya güzergahı zorlayacak kadar bir fark yoksa değmez. Ben mesela gideceğim her yer için bilet fiyatlarına baktım ama kafamdaki rotayı bozacak kadar bir fark yoktu. 10€ gibi bir fark vardı. O yüzden bir ülkeye gidip geri dönüp sonra tekrar o ülkeden geçmek saçma.
 Planlı olun. Yapacağınız tren yolculuklarından bir gün önce istasyona gidip ( sanırım tren saatlerini gösteren kitaplar da varmış ama emin değilim) tren saatinizi öğrenin. Tren istasyonuna 1-1.30 saat erken gitmekte fayda vardır..
Tren saatlerini öğrenirken mutlaka seçenekler arasında fark ödeyerek binebileceğiniz hızlı tren olup olmadığını sormayı unutmayın. Treninizi öğrendikten sonra trenler hakkında bilgi veren panolara göz atmanızda fayda var. Bazı istasyonlarda dijital olarak bulunmaktadır.
Tren yolculuğu genelde uzun süreceğinden tren istasyonundan yiyecek bir şeyler almayı unutmayın. Ucuz bir şeyler bulabilirsiniz. Tren yolculuğu genelde uzun sürdüğünden herkes bir şeyler getiriyor. Aynı kabinde sizin dışınızdakiler bir şeyler yemeye başladığında uyumak zorunda kalabilirsiniz.
Az ama öz eşya taşıyın.Yanınızda birçok çamaşır bulunsun.Yedek olarak.Giysilerinizi her gün değiştirmek zorunda değilsiniz.Şarj edilebilir şeyler taşıyın.Eğer çok fotoğraf düşkünü değilseniz şu DSLR makineleri taşımayın bazen çok rahatsız edebiliyor.Cep telefonunuzda yeterli kadar fotoğraf çekebilir.
Not defteriniz olsun.En önemli gördüğüm ihtiyaç not defteri.Unutmamak önemli.
Sabırlı olun.Özellikle beraber yolculuğa çıktığınız kişilerin davranışları değişebilir bazen.Stres,zaman zaman açlık bunlar rahatsız edebiliyor.Size de olabilir bunlar.
Bir buluşma noktası belirleyin.Bu gerçekten kalabalık şehirlerde kaybolsanız bile arkadaşlarınızla ulaşamazsanız çok işe yarıyor.Mesela Viyana’da Stephansdom. Prag’da Astronomik saat.Çok kolay sorarak bulunabilecek kesin noktalar olsun bunlar.
Tedbirli olun.Her zaman yanınızda yedek bir para olsun.Çok acil bir durumda kullanmanız için.
Uyanık olun.Avrupa genel olarak güvenli bir yer olsa da Türkiye gibi orada da zaman zaman hırsızlık yaşanabiliyor.
Kalabalık iyidir.Etrafta ne kadar çok insan varsa kendinizi o kadar güvende hissedersiniz.Tenha yerlere özellikle akşamları gitmemeye dikkat edin.
Seyahat çantaları kullanın.Normal çantalar uzun yolculuklarda belinizi ağrıtabilir.
Gizli çantanız olsun.Belinize takılan çantalar satılıyor.Dışarıdan fark edilmiyor bunlar.Önemli eşyalarınızı(Pasaport,Para,Cüzdan) buralarda taşıyın.
Yedekçi olun.Nerede musluk bulursanız ilk önce içilebilir mi ona bakın sonrada doldurun depoya.
Yanınızda havlu taşıyın.Havlu her işe yarayan bir şeydir. Üşürsün üzerini örtersin.Terlersin kurulanırsın. Uyurken başının altına koyarsın.Ayrıca Hostellerin çoğunda havlu ücretlidir.
Tuvalet yerlerini belirleyin. Örneğin: McDonald’s. Ya da alışveriş merkezleri,tren garları gibi halka açık ve temiz olan yerler belirleyin.
Gittiğiniz ülkenin dilinde bir şeyler öğrenin.Mesela Paris. Burada insanlar İngilizce biliyor olmasına rağmen konuşmazlar.Çok işe yarayabilecek cümleleri  yada kelimeleri not edin.
Hostellerde yeni insanlar tanımaya çalışın.Tabi yine size kalmış ama onlarla beraber gezmekte eğlenceli olabilir.
Şehir haritası ve metro haritası taşıyın.


Öncelikle merhaba .Bu yazımda da size interail yaparken az çok yanınıza neler almanız gerektiğinden bahsedeceğim.Bildiğiniz gibi interrail dediğimizde akla belli bir tarih veya belli bir gün gelmiyor.Çünkü istenilen tarihte istenildiği kadar uzun yapılabilir.Şu bir gerçek ki genelde gençler olarak kışın okuldu,dersti falan derken pek zaman bulamıyoruz.Bu yüzden yaz mevsiminde yaptığımızı kabul ederek yazıyorum.

Öncelikle interrail dediğimiz zaman tren garlarında yatmalar,uyku tulumunda uyumalar gibi bol maceralı fikirler geldiği gibi hostelde kalma gibi düşüncelerde vardır.Hatta cepte kalan paraya göre bazen dışarda bazen hostelde yatma falan filan…Yola çıkarken yanınıza neler almalısınız?

İlk olarak çantadan bahsetmek istiyorum.Çünkü çanta interrail maceramızın en önemli unsuru.Yeri geldiğinde üstüne oturacak,yeri geldiğinde sırtımızı dayayacak bir unsur.Çanta seçimi interrailda çok önemli.Backpacker olarak da dolaşabilirsiniz veya küçük bir tekerlekli çantayla da dolaşabilirsiniz.Ama eğer sırtınızda taşımayı tercih edecekseniz 15-20 kg’lık yüklere hazır olmalısınız.Tabiki backpack bile taşısanız yanınızda küçük bir çanta da olmalı.

Bu durumda şunu düşünmenizi istiyorum.Kaldığımız hostellerde belli ücretler karşılığında çantalarımızı bırakabileceğimiz dolaplar kiralayabiliyoruz.Böyle bir durumda küçük olan(yani her zaman yanımızda olması gereken eşyaları taşıdığımız,hafif olan çantamız) hep yanımızda olacaktır.Ama şehirlerarası yolculuklarda,tren yolculuğunda yanımızda sırt çantası olması işimizi biraz zorlaştıracak.Şunu da bilmenizi isterimki uzun süreli yapacağınız yolculuklarda eşyalarınızı tekerlekli çantalara sığdırmakta zorluk çekebilirsiniz.Unutmayın ki çantanız en ağır yolculuğa başladığınız gün olacaktır.Zamanla hafifleyecektir.(Uzun backpacker’lı yolculuklardan bahsediyorum.Öyle de olmalı yoksa 20 kg’lık yükü her gün taşımaya çalışırsanız beliniz sizi yarı yolda bırakabilir.

Bütün bu sebeplerden dolayı benim tercihim kısa olan yolculuklarda tekerlekli çantamızı almak uzun yolculuklarda ise backpacker olmak…

Gelelim kıyafet mevzusuna:
Şunu bilmelisiniz ki yolculuk boyunca yanınıza aldığınız fazladan her kıyafet sırtınıza yük olarak geri dönecektir.Bu yüzden kıyafetlerinizi minimum seviyede her türlü hava koşulunu düşünerek seçmelisiniz.Deneyimlerim sonucu en uygun pantalonun trekking pantalonları olduğuna karar verdim.Islanınca hemen kuruyan,kırışmayan bir pantalon kirlense bile sabunlu suda yıkanıp saatler içinde temiz olarak tekrar giyilebilir.Öbür türlü kumaş pantalonlar yollarda kolay kirlenir.Tabi ben orada akşam gece kulüplerine gideceğim falan diyorsanız kumaş pantalon da alın yanınıza …

Üstünüze yazın t-shirt almanız neredeyse yeterlidir.Tabi dediğim gibi olası hava şartlarını göz önünde bulundurmalısınız.

Şimdilik bu kadar olsun.Günlük çantamızda olması gerekenlerden de sonra bahsederim …


Adından da anladığımız üzere interrail bizim Avrupa boyunca tren ile yaptığımız bir seyahat şeklidir.Genel olarak interrail’a başlamayı düşünen insanların akıllarında bazı sorular yer alır.İşte bu sorulardan biri de trene nasıl bineceğimiz,tren yolculuğunun nasıl bir olay olduğu,yolculuk boyunca nelerle karşılaşabileceğimizdir. Benim bu yazıyı yazmaktaki amacım aklınızdaki bu soruyu biraz da olsa yanıtlamaktır. Öncelikle biletlerimizi aldık.Yolculuğa nereden başlayacağımıza karar verdik.Bu noktada başlayacağımız yer çok önemli.Uçakla gidip yurtdışından mı başlayacağız yoksa Türkiye’den trenle mi başlayacağız?

BİLETİMİ ALDIM İNTERRAİL’A BAŞLAYACAĞIM NOKTADAYIM ŞİMDİ NE OLACAK?
Öncelikle biletinizi aldınız ve bir şekilde yolculuğunuza başlayacağınız noktaya geldiniz.Tren garlarında daima turistler için bir danışma ofisi ve bilgi ekranları olacaktır.Danışma ofislerindeki çalışanlar daima size doğru bilgiyi verecektir.Onlara interrail biletinizin olduğunu söyleyin ve gitmek istediğiniz yeri söyleyin.Size istediğiniz tarihteki tren saatlerinin yer aldığı bir çıktı vereceklerdir.Ayrıca yine hangi trenlerin ekstra ücret istediğini söylemezse sormaktan çekinmeyin(muhtemelen belirtecektir).Ekstra ücret isteyen trenler genelde gece trenleri ve hızlı trenlerdir. Bilete verdiğiniz paranın dışında hızlı tren ve gece trenlerine de ekstradan para vereceğinizi unutmayın.Fakat bazen bir ülkenin bir şehrinden başka bir şehrine gidiyorsanız hızlı trenlere ücretsiz binme şansınız olabilir.

TREN BİLGİLERİNE NEREDEN ULAŞABİLİRİM?
Tren garında danışma ofisi size tren saatlerini içeren bir belge verecektir. O belgede veya tren hareket saatlerini gösteren dijital billboard’larda tren saatini yanında trenin modeli yazacaktır.Her garda o gardan kalkan trenlerin bilgilerini(trenin maksimum hızı,maksimum yolcu sayısını,vagon sayısını) yazan dijital veya afiş tarzında listeler olacaktır.Buralardan treniniz hakkında bilgi edinmeyi unutmayın.Önemli bir diğer noktaysa şu unutmayın ki hiçbir zaman birinci sınıf yolculuk yapmayacaksınız.Yani her trenin belli vagonları birinci sınıf yolculara ayrılmıştır.O vagonlar her trende belli semboller veya renklerde belirtilir.İşte size bahsettiğim tren bilgileri arasında o trenin hangi vagonları birinci hangileri ikinci sınıf olduğu yazar.Bunu okuduktan sonra ya yanlış vagona binersem diye heyecan yapmayın.En fazla diğer duraklardan birinde sizin yerinizi almış bir yolcu sizi yerinizden kaldıracaktır.Siz de diğer vagonlardan birine geçersiniz.

BELLİ BİR KOLTUK NUMARAM OLACAK MI?
Hayır biletleriniz bineceğiniz tren sayısına göre kesilmiştir.Örneğin 10 tren gibi.O yüzden siz herhangi bir trene binerken koltuk numaranız olmayacaktır.Siz daima boş bulduğunuz koltuğa oturacaksınız.Çünkü interrail yapmayan diğer normal yolcuların hepsinin bir koltuk numarası var.Bu ne demek?Evet doğru düşündünüz bazı trenlerde ayakta kalma gibi bir durum bile söz konusu.İşte yerlerde oturma olayının sebebi budur.

TRENDE YERİME BİRİ OTURMAK İSTERSE NE OLACAK?
Trende sizin yerinize ancak o koltuğun sahibi oturmak isteyebilir.Örnek vermek gerekirse yaptığım yolculuklardan birinde bir yolcu benimde içinde bulunduğum  6 kişilik banliyönün hepsinin onun olduğunu söyledi ve biletini gösterdi.Biz de dışarı çıkıp başka bir yer aradık.Bu gayet olağan bir durum.Ama ayakta kalma durumuyla çok nadir karşılaşılır genelde.Bu konuda size bir tavsiyede bulunmak istiyorum.Tren kalkmadan önce bir veya iki durak vagon aralarında bekleyin.Çünkü trenlerin genelde en kargaşalı durakları ilk duraklardır.İnsanlar oradan oraya koca bavullarıyla hareket ederler.70 cm’lik tren koridorlarında uzun kuyruklar olur.Bekleyin ve izleyin.İki durak sonra herkes yerini alacaktır.Sizde gidin ve boş bulduğunuz yere yumulun…

YOLCULUKTA BİLET KONTROLÜ OLUYOR MU?
Evet tren yolculuklarında genelde her duraktan sonra bilet kontrolü yapılır.Bilet kontrolleri sırasında kondüktöre biletinizi göstereceksiniz.Size kesinlikle neden bu koltukta oturuyorsunuz demez.Çünkü sizin interrail biletiniz var.Ama kontrol sırasında biletinizin yolculuk bilgilerini girmiş olmalısınız. Yani bindiğiniz durağı ve ineceğiniz durağı bilete o günün satırına yazmalısınız ki kondüktör o günü kullanıldı olarak işaretlesin.



Bu yazdıklarımın aklınızdaki sorulara biraz da olsa cevap olduğunu umuyorum.Ama buraya farklı sorularınızı yorum atarsanız tabi ki onlara da cevap vermeye çalışırım.İyi yolculuklar…

"Sana, penceremin önünde duran o vişne ağacını anlatmıştım. Karanlıkta bile, ona bakmak bir mutluluktu, bolartırdı gönlümü. Sen o vişne ağacı gibisin, demek isterim sana. İlkyaz güneşinde sert, yalız, ışınımlı aklığıyla bir kışın daha ödülünü dağıtır gibi göğe karşı çiçeklenen, taç yaprakları pörsüyüp döküldüğünde ardından gelecek alın umuduyla bizi oyalayan, yemişi, koparılmazsa, uzun süre karara karara kışı bekleyen vişnenin bütün hallerini sende görüyor değilim elbet. Ama onun gibi bir yaşam umudusun benim için. Yaşanabileceğini, yaşamağa çalışmak gerekeceğini duyurup duran. Ama böyle sözler sana söylenmezmiş, söylenemezmiş gibi gelir hep. Kurağın ateşini söndüren, soluk aldıran, kapıları açan yaz yağmuru gibisin bana. Ama sıkılırsın diye söylemekten kaçınırım.”
    Yanıt, elimin üzerinde gezen ağzının bir yandan da “şşş, şşş” demesini becermesiyle oluşuyor. İncirin altındayız gene. Çevrede kıpırtı yok, ya da bize öyle geliyor. Surun üzerine çıkıp uzanıyoruz. 
    "Böyle yatıp yıldızları görebilmek için bir yıl daha bekleyeceğiz. Yarın gece, giderayak, bu rahatlığı bulmalıyız. Ne olur, o demek istediğini söyleme de onsuz konuşalım bu gece. Böyle bakma, biliyorum, ölümü, yokluğu usundan geçirmeden edemezsin. Hele öyle anlarda. Biliyorum, düşünmeksizin var olmayı, düpedüz var olmayı çoktan unuttun. Olsun! Gül gülüm, gül! Her zaman bu kadar zorbalık etmem de, bilirsin. Hem diyeceğim var, bambaşka bir şey… İnsanlarla ilişkilerinde... Çok yadırgadığım bir şey var, onu söyleyeceğim. Farkındasın, evelemekle kalmıyorum, uzattım bile... Sana yakın görünenleri düşünüyorum yalnız şu anda. Gerisini unutalım. İmdi... Çoğuna, bakmakla yetinirsin. Tamam, senin bakman başkalarınınkinden biraz daha verimli olabilir, ama gene de bakmaktır. Bir gözden öte bir şey olmağı, neredeyse, reddetmektir. Pek azına sen yanaşırsın; yani gerçekten konuşursun, biriyle karşılıklı geçip konuşmak anlamında… Anlattıklarını dinlemekle yetinmezsin. Neme gerek, dinlediğini can kulağıyla dinlersin çoğu zaman ama ancak yanaştıklarına, nezaket kurallarının ötesine geçecek bir şeyler sorarsın… Tamam arada bir, kıtırın kokusunu da iyi alırsın ama genellikle insanların yalan söyleyebileceği, en azından, doğruyu dosdoğru söylemeyebileceği aklının köşesinden geçmezmiş gibi dinlersin anlatılanı. Sen yalan söylemezsin diye, olsa olsa, ancak kimi şeyden söz etmeği seçmişsin diye herkes de… Neyse, geçelim. Bana bile, ‘bile’ diyorum, üstüne basa basa, yerimizi bilelim artık, di mi? bana bile, ne kadar az şey sormuşsundur! Durmadan geçmişler kurarsın ama insanların geçmişini kendilerine sormazsın, anlatsınlar diye beklersin. Kendini anlatışının, sözün arasına birtakım anılarını sıkıştırıverişinin, karşındakini de konuşmağa çağırmak olduğunu kaç kişi çakmıştır bugüne dek? Ben ayasıya bir ay geçmişti aradan. Sen kimsenin yaşamına burnunu sokmak istemediğini düşüne koy, karşındakilerin çoğu ilgisizliğinden yılıyor. Birkaçını biliyorum. Sayayım mı?"

e.n. Dil bilgisi hataları ilgili dönemde hata değildir, özgün metinde değişiklik yapmak istemedik.

Bilge Karasu - Narla İncire Gazel*

Metis Yayınları, s.124-125



  Bildiğim kadarıyla şimdiye dek kendi hezeyanlarını anlatan kimse yok. Bunu ben yapacağım, bilim dünyası da bana minnettar kalacak. Okur, psikolojik olgular üzerine düşüncelerden hoşlanmıyorsa, bu bölümü atlayıp dosdoğru kitabın hikâye bölümlerine geçebilir. Ama okur hiç merak etmese dahi ben, bu yirmi otuz dakika süresince zihnimde gerçekleşenlerin son derece ilgi çekici olduğu kanaatindeyim.
   Öncelikle Çinli bir berbere dönüştüm, şişman ve becerikliydim; yüksek bir memuru tıraş ediyordum, o da ücreti şeker ve çimdikle ödüyordu. Çinli yüksek memurlar böyle tuhaf oluyor işte.
   Hemen sonra Aziz Thomas’ın Summa Theologica’sına dönüştüm; tek cilt olarak basılmıştım, oymalı bir maroken kabım ve gümüş kilitlerim vardı ki bunu düşünmek bedenime son derece katı bir hareketsizlik veriyordu. Ellerim, kapalı olan kilidin iki tarafı olduğu için onları göğ"sümde birleştirmiştim ve bir insan (şüphesiz Virgília) ceset gibi görünmeme neden olduğu için onları çözmüştü; bu yüzden o olayı hiç unutamıyorum.
   Nihayet tekrar eski insan biçimimi aldığımda bir suaygırının bana doğru yaklaştığını gördüm. Suaygırı beni alıp götürdü. Korkudan mı yoksa ona duyduğum güvenden mi bilmiyorum ama hiç sesimi çıkartmadım ve karşı koymadım; fakat çok kısa sürede öyle baş döndürücü bir hızla yol almaya başladık ki sonunda suaygırıyla konuş"maya cesaret ettim ve nazikçe, yolculuğumuzun önceden planlanmış bir istikameti olmadığı kanaatini taşı"dığımı belirttim.
   Hayvan, “Yanılıyorsun,” diye karşılık verdi. “Çağların başlangıcına gidiyoruz.”
   Bunun çok uzak bir nokta olacağını ima ettim; fakat suaygırı beni duymadı veya anlamadı, ya da beni duymamış veya anlamamış ayağına yatıyordu. Konuşabildiğine göre ona, Aşil’in atının mı yoksa Balaam’ın eşeğinin mi soyundan geldiğini sordum, o da iki türe özgü dört ayaklı"larda da ortak olan bir hareketle karşılık verdi: Kulaklarını oynattı. Ben gözlerimi kapattım, gevşedim ve kendimi kaderin kollarına bıraktım. Çağların nerede başladığını, bunun Nil’in kökeni kadar esrarengiz olup olmadığını ve her şeyden önce çağların sonundan daha mı fazla yoksa daha mı az önemli olduğunu öğrenmeye yönelik bir merak dürtüsü hissettim: Hasta bir zihnin düşünceleri. Gözlerimi kapattığım için yolu görmüyordum. Sadece hissettiğim üşümenin sürekli arttığını ve bir süre sonra bana, ebedî buzullar bölgesine girmişiz gibi geldiğini hatırlıyorum. Gözlerimi açtım ve suaygırımın bembeyaz karla örtülmüş bir çayırda dörtnala gittiğini gördüm; etrafta kardan dağlar, kardan bitkiler ve kardan kocaman hayvanlar vardı. Her şey kardandı; hatta kardan bir güneş bizi dondurmuştu. Konuşmaya çalıştım, fakat ancak tedirgin bir şekilde homurdanabildim, “Neredeyiz?”
   “Cennet Bahçesi’ni geçtik.”
   “Anladım. Haydi İbrahim’in çadırında duralım.”
   “Geçmişe doğru gidiyoruz, orada nasıl duralım!” diye alaycı bir sesle karşılık verdi suaygırı. 

Machado de Assis - Mezarımdan Yazıyorum

Çevirmen: Ertuğ Altınay, Jaguar Kitap, s.23-25



-ACABALAR-

   Cafer Âlim'le Leopold'un Sabunu için düzenlenen lansman kokteylinde tanışmıştım. Oldukça etkileyici, esprili, sıcakkanlı bir adam. Onunla konuştukça edebi çalışmalarına (ya da şimdilik "çalışmasına" demek daha doğru olur) kaynaklık eden zekâsına daha iyi şahit oluyorsunuz. Hatırlıyorum, kokteylden dönerken kendi kendime "Vay be," demiştim, "demek klasikleri böyle insanlar yazıyor." 
   Beni tereddüde düşüren asıl nokta da bu. Birinde gördüğünüz zekâ parıltıları ya da dışadönük, çarpıcı bir kişilik, onun iyi bir yazar olduğunu kanıtlamak için yeterli mi? 
   Birçok okurun ve eleştirmenin aksine, ben Cafer Âlim'in Leopold'un Sabunu üzerindeki tartışmasız hak sahipliğine inanmıyorum. Kitabın başka bir yazar tarafından ve şok edici ithamlarla yeniden yayımlanması da, kitabın gerçek sahibi konusundaki şüphelerimi iyice pekiştirdi. 
   Ya kitabı gerçekten de Cafer Âlim yazmadıysa? Ya bütün kitap bir başkasının eseriyse? Ya o kadar kutsallaştırdığımız Cafer Âlim edebi bir hırsızsa? 
   Sonuçta Cafer Âlim’in cazibesi, kitabı onun yazdığını göstermiyor. Hele ki son iddiaları da göz önünde bulundurursak, bizim Cafer Âlim'i Leopold'un Sabunu'nun yazarı olarak tanımış olmamızın tek sebebi, onun kitabı yayımlama konusunda elini çabuk tutmuş olması.
   Yakın zamanda birileri Leopold'un Sabunu'nun gerçek sahibi olduğunu iddia eden bu yeni yazarı, “Cafer Âlim olmaya çalışmakla” suçladı. Bense bu olayı biraz daha farklı görüyorum. Olaya karşı duruşumuzu az biraz değiştirirsek, karşımızda asosyal ve kendini aslında insanların zihninde hiçbir geçerliliği olmayan yasal yöntemlerle savunmaya çalışmaktansa, kararı okura bırakan cesur bir yazar görüyorum. Onun karakterleriyle örnek vermek gerekirse, Mümtaz Ayaz’ın sessiz baskınlığına karşı koyan, sözgelimi o "Bu adamın kitabını çalalım,” dediğinde ona karşı koyabilecek bir yazar görüyorum. Cafer Âlim'in tamamen zıttı bir karakter görüyorum. Cafer Âlim olmaya çalışmayıp, bir yandan da bir yerlere gelebilmek için Cafer Âlim olmak gerekmediğini her şeyden önce kendine ispatlamaya çalışan bir yazar görüyorum. Tüm o dipnotlar bana bunu söylüyor.  
   Leopold'un Sabunu'nun bu yeni baskısı, büyük ihtimalle telif yasaları gereği toplatılacak. Bu olmadan önce kendiniz için bir şey yapın. Kitabın bir de bu versiyonunu okuyun. Cafer Âlim’e ait bir baskıyı da yanınızda bulundurun. okurken ikisini karşılaştırın. Değişiklikleri bulun. O değişikliklerle ilgili notlara göz atın. Kitabın gerçek sahibiyle ilgili kararınızı ondan sonra verin ve bu kararı veren bizzat siz olun. Tıpkı yazarın istediği gibi.

Berkan M. Şimşek - Leopold'un Sabunu

Koç Üniversitesi Yayınları, s.311-312



İhtiyar kundura tamircisinin atölyesine gitmeyi severdim, hoşsohbet adamdı. 
   Müzik benim her şeyim, dedi, gerçi burada sıçanların sesini duymamak için de müzik gerek. Ben evde uyuyana kadar müzik dinlerim. Eskiden Vera'm gün boyunca şarkılara eşlik ederdi. Akşam olduğunda çoğu zaman sesi kısılır, ballı, sıcak çay içmesi gerekirdi.
   Kundura tamircisinin karısı sabah güneşi alan tel örgü boyunca her yaz yıldızçiçekleri dikermiş. Vera'nın eli şifalıydı, dedi kundura tamircisi, toprağa ne soksa çiçek açardı. Gelgelelim evdeki son yazında, büyümekte olan yıldızçiçeklerinin aralarında ağlayangelinler, kirlihanımlar, hezarenler ve alevçiçeklerinin yabancı yaprakları bitmeye başladı. Çiçeklendiklerinde de öyleydi, her sapın ucunda tam bir hengame. Yıldızçiçeklerinin açmış olması bir mucizeydi, ama karmakarışıktılar. Çitin gerisinden geçenler bakakalırdı. Kızım, rüzgâr deli tohumları her yana saçmasın diye bütün yıldızçiçeklerini söktü. Vera oldu olası sessizdi, ama yıldızçiçekleri açtıktan sonra neredeyse tek söz bile söylemedi. Sağlığı yerinde, evde de kendisine artık ihtiyaç duyulmuyor diye, kızım onu her gün alışverişe gönderirdi. Vera dükkândan geldiğinde patates yerine fasulye, maden suyu yerine sirke, tuvalet kağıdı yerine kibrit getirirdi. Durum düzelmeyince kızım annesinin eline bir alışveriş pusulası tutuşturdu. Benim unutkan Vera'm, dükkânda pusulayı gösterdi, ama eve yine diş macunu yerine ayakkabı bağcığı, sigara yerine raptiyeyle geldi. Bunun üzerine kızım hemen dükkâna koştu. Tezgahtar adam ve kasiyer kız elinde pusula olan kadını hatırladılar. Hayır, dediler, o kadın ne ayakkabı bağcığı ne de raptiye aldı buradan, tam pusulada yazdığı gibi, diş macunu ve sigara aldı. Bizde ayakkabı bağcığı satılmıyor, haftalar önce sipariş vermiştik, ama henüz teslim edilmedi. Raptiye burada zaten satılmaz. Vera o olaydan sonra yalnızca sabahları bir saatliğine gezintiye gönderildi. Sık sık başka el çantalarıyla dönüyor, çantada çoğu zaman kimlik kartı da oluyordu. Kızım böylelikle, adres yardımıyla yabancı çantayı verip annesininkini geri alırdı. Vera'nın kendi el çantası bulunamayıp eve gitgide daha fazla yabancı çanta gelmeye başlayınca dışarıya yalnızca çantasız çıkmasına izin verildi. Bu defa geri geldiğinde başörtüsünün yerinde şapka oluyordu. Kışın soğuk yüzünden onu dışarıya bırakmadık. Sonraki ilkbaharda üç kez daha elbiseyle sokağa çıktı ve nefes nefese kalmış halde, ceket ve bluzla geri döndü. Ondan sonra tımarhaneye kapatılmasına razı geldim. Bu civarlarda giyim mağaza yok, dedi yaşlı kundura tamircisi, bunların hırsızlıkla hiçbir ilgisi yok, şurası kesin ki Vera asla hırsızlık yapmadı. Civardaki kimseler de Vera'nın sokakta tamamen normal göründüğünü, hemen hemen hiç dikkat çekmediğini söylediler. Ama kendisine selam verildiğinde selama karşılık vermiyormuş. Yürürken konuşuyormuş: 
   Acele etmeliyim, ateşte pilavım var.
   Yaşlı kundura tamircisi başparmağıyla işaret parmağını ağzının kenarına yasladı: Bunlar artık önemi olmayan ufak tefek meseleler, hayattaki pek çok diğer şey gibi. 

Herta Müller - Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım

Çeviren: Mustafa Tüzel, Siren Yayınları, s.109-111





"Burada bir su birikintisi bile yok. Biraz dayanamaz mısınız?" dedi Kiçijiro. Ama cevabımı bile beklemeden yokuş aşağı koştu.
    O, sarp kayalığın ardında gözden kaybolduğunda çimenlerde pır pır eden böceklerin sesi dışında etraf birden ölüm sessizliğine büründü. Bir kertenkele tedirgin tedirgin bir taşın üstüne süründü, sonra da hızla kaçtı. Onun bana bakan sinsi suratı, bana daha şimdi gözden kaybolan Kiçijiro'nunkini anımsattı. Gerçekten de benim için su aramaya mı gitmişti? Yoksa birilerine burada olduğumu söyleyerek bana ihanet mi edecekti? 
    Bastonuma dayanarak yola devam ederken, boğazımdaki kuruluk gitgide dayanılmaz bir hal aldı ve o anda çok net bir şekilde fark ettim ki alçak adam, kasıtlı olarak bana kurutulmuş balık yedirmişti. İncil'de geçen sözleri, İsa'nın nasıl, "Susadım!" dediğini anımsadım; askerlerden biri, sirkeye batırıp bir zufa otuna taktığı süngeri onun ağzına sürmüştü. Gözlerimi yumdum. Uzaktan gelen boğuk bir çağrı, biri beni arıyormuşçasına yankılandı. "Peder! Peder!" Kiçijiro, elinde bir su testisiyle eskisi gibi sarsak sarsak ayaklarını sürüyerek koştu. Bana acı dolu bir ifadeyle bakarak, "Kaçıyor musunuz?" diye sordu. 
    Bana sunduğu su testisini aldım ve dudaklarıma dayayıp utanmadan kana kana içtim. Su ellerimden kayıp dizlerimi ıslattı. 
    "Peder, kaçıyordunuz. Bana güvenmiyor musunuz?"
    "Duygularını incitmek istemiyorum," dedim. " İkimiz de yorgunuz. Lütfen git. Beni yalnız bırak!"
    "Yalnız mı? Nereye gideceksiniz ki? Bu çok tehlikeli. Hıristiyanlarin yasadıgı bir köy biliyorum. Orada bir kilise ve bir de peder var."
    "Peder mi?" Farkında olmadan sesimi yükseltmiştim. Adada benden başka bir rahip daha olduğuna inanamıyordum. Kiçijiro'ya artan bir şüpheyle baktım.
    "Evet, peder. Üstelik Japon da değil. Ben öyle duydum yani."
    "İmkânsız!"
    "Peder, bana güvenmiyorsunuz." Orada, çimenlerin üstünde durmuş gözyaşı döküyordu, zayıf bir sesle, "Kimse bana güvenmiyor," dedi burnunu çeke çeke. 
    "Ama başının çaresine bakmayı biliyorsun. Mokiçi ve İçizo, tıpkı taş gibi denizin dibini boyladı ve yine de...
    "Mokiçi güçlüydü, tıpkı güçlü bir av gibi... Fakat benim gibi zayıf bir av, ne yaparsanız yapın güçlenmez." Onu sert bir şekilde azarladığımı hissetmiş olmalıydı, zira karbaçlanmış bir köpek gibi geriye bakıyordu. Lakin ben bunları onu azarlamak maksadıyla söylememiştim; yalnızca aklımdan geçen acı bir düşüncenin ifadesiydi bunlar. Kiçijiro, tüm insanların aziz yahut kahraman olmadığını söylemekte haklıydı. Hıristiyanlarımızın kaçı, eğer bu zulüm döneminden başka bir çağda doğmuş olsalardı döneklik ya da şehitlik gibi sorunlarla karşılaşırdı; onun yerine ölüm kapıyı çalana dek inançlarının gerektirdigi gibi bir hayat yaşarlardı.
    "Gidecek hiçbir yerim yok. Yalnızca dağlarda gezinip duruyorum." diye sızlandi Kiçijiro. 
    Acıma hissiyle doldu içim. Ona dizlerinin üstüne çökmesini emrettim ve emrime itaat ederek tir tir titreyen dizleriyle yere çöktü. "Mokiçi ve İçizo adına günah çıkarabilecek misin?" diye sordum. 
    İnsanlar doğarken ikiye ayrılır; güçlüler ve zayıflar, azizler ve sıradan olanlar, kahramanlar ve onlara saygı duyanlar. Zulüm döneminde güçlüler ateşlerde yanar, denizde boğulur ama Kiçijiro gibi zayıf olanlar dağlarda berduş hayatı sürer. Sana gelince -şimdi kendi kendime konuşuyordum-, ya sen hangi kategoriye giriyorsun? Rahipliğinin ve onurunun bilincinde olmasan belki Kiçijiro gibi sen de fumieye ayak basacaktın. 
    "Efendimiz dikenlerle taçlandırılır. Efendimiz çarmıha gerilir." Bir kertenkele yeniden taşın beyaz yüzeyinde sürünürken, Kiçijiro annesini taklit eden bir çocuğun samimiyetiyle sözlerimi bir bir tekrarladı. Ağaçların arasından ağustos böceğinin sesi geldi, çimen kokusu rüzgârla beraber beyaz kayanın üzerinde süzülüyordu. 
    Tekrar yola çıkınca ayak sesleri duydum. Bizden yana bakan ve adımlarını hızlandıran adamlar, çalıların arasından geliyordu.
    "Peder, affet beni!" Hâlâ dizlerinin üstünde duran Kiçijiro hıçkıra hıçkıra ağlayarak haykırıyordu: "Ben zayıfım. Mokiçi ve İçizo gibi güçlü biri değilim."
    Adamlar çoktan beni yakalamış, sürüklüyorlardı. Aralarından biri, yüzünde aşağılarcasına bir ifadeyle Kiçijiro'nun suratına bir sürü ufak gümüş para fırlattı. 
    Tek kelime etmeden beni önlerine kattılar. Kurak yolda tökezleye tökezleye yürütüldüm. Bir defa ardıma dönüp baktım ama bana ihanet eden o adamın küçük suratı çoktan uzağımızda kalmıştı. Bir örümcek gibi korku dolu gözleri ve o suratı...

Şusaku Endo - Sessizlik

Çeviren: Rumeysa Nur Ercan, Zeplin Kitap, s.98-100



1- Kuzey Amerika’daki önemli etkinlikler:
Aralık-Ocak-Şubat Dönemi:

New York, Amerika; Times Square’de yeni yıl kutlamaları
Utah, Amerika; Sundance Film Festival
Quebec, Kanada; Quebec Winter Carnival
Ottawa, Kanada; Winterlude,
Mart-Nisan-Mayıs Dönemi:

Los Angeles, Amerika; New Orleans’da Mardi Gras (Mart)
Louisville, KY; Kentucky Derby
California, Amerika; Coachella Festivali
Port Aranasas, TX; Texas Sandfest
Haziran-Temmuz-Ağustos Dönemi:

San Diego, California; Comic Con International
Montreal, Canada; Montreal International Jazz Festival
Nevada Black Rock Desert, Amerika; Burning Man (Ağustos sonu- Eylül başı)
Eylül-Ekim-Kasım Dönemi:

New York City; Macy’s Thanksgiving Day Parade
Northeast, USA; New England Foliage in the Fall
Albuquerque, NM; Albuquerque International Balloon Fiesta

2-Latin Amerika’daki Önemli Etkinlikler:
Aralık-Ocak-Şubat Dönemi:

Bolivya & Peru; Festival de la Candelaria
Mart-Nisan-Mayıs Dönemi:

Rio de Janeiro, Brezilya; Rio Karnavalı (Mart)
Arjantin; Mendoza Wine Harvest Festival
Haziran-Temmuz-Ağustos Dönemi:

Cuzco, Peru; Inti Raymi
Buenos Aires, Arjantin; Tango Festivali (Ağustos)
Eylül-Ekim-Kasım Dönemi:

Mexico City, Meksika; Day of the Dead

3-Avrupa’daki Önemli Etkinlikler:
Aralık-Ocak-Şubat Dönemi:

Venedik, İtalya; Venedik Karnavalı (Şubat)
Amsterdam, Hollanda; King’s Day
Shetland, İskoçya; Up-Helly-Aa
Mart-Nisan-Mayıs Dönemi:

Monaco Grand Prix
Londra; Frieze
Dublin, Irlanda; St. Patrick’s Day
Yunanistan& Bulgaristan; Anastenaria Firewalking Ceremony
Kopenhag, Danimarka; Distortion (sokak partileri)
Haziran-Temmuz-Ağustos Dönemi:

Edinburgh, İskoçya; The Fringe Festival (Ağustos)
UK; Royal Ascot
Londra, UK; Wimbledon
Gräfenhainichen, Almanya; Melt Festival
Le Tour de France Bisiklet yarışları (Temmuz)
Pamplona, İspanya; Running of the Bulls
Valencia, İspanya; La Tomatina
Tallberg, İsveç; Midsummer’s Eve Pagan Festival
Salzburg, Avusturya; Salzburg Festival
Eylül-Ekim-Kasım Dönemi:

Münih, Almanya; Oktoberfest
Tübingen, Almanya; Rubber Duck Race
Wexford, İrlanda; Wexford Opera Festival
Lille, Fransa; Bit Pazarı

4-Asya’daki Önemli Etkinlikler:
Aralık-Ocak-Şubat Dönemi:

Shanghai, Çin; Chinese New Year
Harbin, Çin; Ice Festival
Sapporo, Japonya; Sapporo Snow Festival
Vietnam, Tet (Vietnam Yeni Yılı)
Mart-Nisan-Mayıs Dönemi:

Tayvan; The Lantern Festival
Jaipur, Hindistan; Elephant Festival
Hindistan, Nepal, Sri Lanka, ve diğer Hindu bölgelerde; Holi Festival of Colors (Mart)
Hong Kong: Hong Kong Sevens Rugby
Bali; Nyepi Day. (Mart ayında bütün ada 1 günlük sessizliğe bürünür hatta Denpasar Havalimanı bile kapalıdır.)
Haziran-Temmuz-Ağustos Dönemi:

Hong Kong; Dragon Boat Carnival
Bildiğiniz gibi Haziran-Ağustos arası bir tarihte bütün Müslüman ülkelerde Ramazan Bayramı nedeniyle 1 haftaya yakın süren bir tatil dönemi mevcut. Endonezya’nın da ağırlıklı Müslüman’ların yaşadığı bir ülke olduğunu aklınızda bulundurun.
Eylül-Ekim-Kasım Dönemi:

Mumbai, Hindistan; Diwali, Festival of Lights
Chiang Mai, Tayland; Loy Krathong and Yi Peng
Cholpon-Ata, Kırgızistan; World Nomad Games
Pushkar, Rajasthan, Hindistan; Pushkar Camel Fair

5-Afrika’daki Önemli Etkinlikler:
Mart-Nisan-Mayıs Dönemi:

Gana; Asa Baako: One Dance Festival
Güney Afrika; Cape Town Jazz Festival
Harare, Zimbabwe; International Festival of the Arts
Essaouira, Fas; Gnaoua World Music Festival
Eylül-Ekim-Kasım Dönemi:

Abu Simbel, Mısır (Şubat ve Ekim aylarında); Sun Festival
Tanzanya ve Kenya; The Great Migration of the Serengeti (Kasım ayı civarında başlar)
Kenya; Mombasa Carnival

6-Okyanusya (Avusturalya ve Yeni Zelanda)’daki Önemli Etkinlikler:
Avusturalya; FIFA World Cup Final (tarihler değişikli gösterebilir)
Melbourne, Australian Grand Prix (Mart)
Auckland, Yeni Zelanda; Pasifika Festival (Mart ayında)
Sydney ve  Auckland, Noel ve Yeni yıl kutlamaları

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

ABOUT ME

I could look back at my life and get a good story out of it. It's a picture of somebody trying to figure things out.

POPULAR POSTS

  • DARIDERE KAMP ALANI
    Ulaşım Darıdere Mesire Yeri ve Kamp Alanı, Balıkesir, Altınoluk, Narlı Köyünden 13 km içeridedir. İzmir-Çanakkale yolu üzerinde Çanakkale yö...
  • Marcel Proust - Lemoine Vakası
    IV. HENRI DE RÊGNIER    Elması pek de sevmem. Güzel görünmüyor. İnsanın yüzünde bıraktığı o küçük güzellik, etkisindense daha çok yansımasın...
  • "Babam Beni Şah Damarımdan Öptü" - Ozan Önen
       İnsan, babası hayattayken, sanki tüm babalar hayattaymış gibi bir yanılgıya; babası öldüğündeyse sanki sadece kendi babası ölmüş gibi bir...
  • "Musa'nın Derinlerine Düşen Yutkunuş" - Ahmet Sarı
    Bir şeyleri paylaşmak için doğru zaman doğru mekân doğru vesaire ararken geçer zaman. Bilirsiniz. Mustafa Kutlu, "İnsanlar ölür ve cena...
  • VİETNAM SEYAHAT FOTOĞRAFÇILIĞI - ÜLKENİN EN İYİLERİ VE ÖNEMLİ NOKTALARI
    Fotoğrafçı Réhahn tarafından Vietnam Seyahat İpuçları  Fransız fotoğrafçı Réhahn şu anda Vietnam’daki kabilelerin 54’ünü fotoğraflamak için ...
  • CAMPING ADRİAKE
    Ulaşım Antalya'dan Demre'ye minibüsler ile ulaşabilirsiniz. Kamp alanı sahil kenarında. Demre merkeze geldikten sonra buraya ulaşım ...
  • "Bilinmeyen Sular" - Mevsim Yenice
    “Benim için daha iyi olacak,” diyor. Neden bahsettiğinden haberi yok, adım gibi eminim bundan. Yine de kafamı sallayarak destek oluyorum. ...
  • ERCİYES EKSPRESİ (ADANA - KAYSERİ TRENİ)
    Treni hangi operatör işletiyor? TCDD Taşımacılık Nasıl bir trenle seyahat edeceğim? Dizel lokomotifin çektiği vagon dizisi Seyahat seçenekle...
  • Çılga Cantürk - Mutlu Gel Huzurlu Gel
    MUTLU GEL HUZURLU GEL 21.. 6 Ocak 2017 anısına .. İnsan ne kadar sevildiğini ve bu zamana kadar neler yaşamış olduğunu aklının bir köşesinde...
  • APOSTİL NEDİR?
    Apostil belki de ilk defa duyduğunuz bir terim ve ne anlama geldiği hakkında hiç bir fikriniz yok. Belki de var nasıl yapıldığını bilmiyorsu...

Advertisement

Follow us on Facebook

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

EREN ARDA GÜLER. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Featured Post (Slider)

Kötüye Kullanım Bildir

Archive

  • ►  2020 ( 184 )
    • ►  Mayıs ( 50 )
    • ►  Nisan ( 44 )
    • ►  Mart ( 17 )
    • ►  Şubat ( 73 )
  • ▼  2019 ( 258 )
    • ►  Kasım ( 43 )
    • ►  Ekim ( 43 )
    • ►  Eylül ( 53 )
    • ►  Ağustos ( 6 )
    • ►  Temmuz ( 2 )
    • ▼  Haziran ( 9 )
      • INTERRAİL TAVSİYELERİ
      • INTERRAİL YAPARKEN YANINIZA NELER ALMALISINIZ?
      • INTERRAİL’DA NASIL SEYAHAT EDİLİR?
      • "Narla İncire Gazel" - Bilge Karasu
      • "Mezarımdan Yazıyorum" - Machado de Assis
      • "Leopold'un Sabunu" - Berkan M. Şimşek
      • "Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım" - Herta Mü...
      • "Sessizlik" - Şusaku Endo
      • DÜNYA GENELİNDEKİ EN ÖNEMLİ ETKİNLİKLER VE TARİHLERİ
    • ►  Mayıs ( 16 )
    • ►  Nisan ( 56 )
    • ►  Mart ( 15 )
    • ►  Şubat ( 7 )
    • ►  Ocak ( 8 )
  • ►  2018 ( 51 )
    • ►  Aralık ( 7 )
    • ►  Kasım ( 8 )
    • ►  Ekim ( 7 )
    • ►  Eylül ( 3 )
    • ►  Temmuz ( 2 )
    • ►  Haziran ( 3 )
    • ►  Mayıs ( 1 )
    • ►  Nisan ( 4 )
    • ►  Mart ( 3 )
    • ►  Şubat ( 5 )
    • ►  Ocak ( 8 )
  • ►  2017 ( 11 )
    • ►  Aralık ( 1 )
    • ►  Ekim ( 10 )

Bu Blogda Ara

Blog Archive

  • ►  2020 ( 184 )
    • ►  Mayıs 2020 ( 50 )
    • ►  Nisan 2020 ( 44 )
    • ►  Mart 2020 ( 17 )
    • ►  Şubat 2020 ( 73 )
  • ▼  2019 ( 258 )
    • ►  Kasım 2019 ( 43 )
    • ►  Ekim 2019 ( 43 )
    • ►  Eylül 2019 ( 53 )
    • ►  Ağustos 2019 ( 6 )
    • ►  Temmuz 2019 ( 2 )
    • ▼  Haziran 2019 ( 9 )
      • INTERRAİL TAVSİYELERİ
      • INTERRAİL YAPARKEN YANINIZA NELER ALMALISINIZ?
      • INTERRAİL’DA NASIL SEYAHAT EDİLİR?
      • "Narla İncire Gazel" - Bilge Karasu
      • "Mezarımdan Yazıyorum" - Machado de Assis
      • "Leopold'un Sabunu" - Berkan M. Şimşek
      • "Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım" - Herta Mü...
      • "Sessizlik" - Şusaku Endo
      • DÜNYA GENELİNDEKİ EN ÖNEMLİ ETKİNLİKLER VE TARİHLERİ
    • ►  Mayıs 2019 ( 16 )
    • ►  Nisan 2019 ( 56 )
    • ►  Mart 2019 ( 15 )
    • ►  Şubat 2019 ( 7 )
    • ►  Ocak 2019 ( 8 )
  • ►  2018 ( 51 )
    • ►  Aralık 2018 ( 7 )
    • ►  Kasım 2018 ( 8 )
    • ►  Ekim 2018 ( 7 )
    • ►  Eylül 2018 ( 3 )
    • ►  Temmuz 2018 ( 2 )
    • ►  Haziran 2018 ( 3 )
    • ►  Mayıs 2018 ( 1 )
    • ►  Nisan 2018 ( 4 )
    • ►  Mart 2018 ( 3 )
    • ►  Şubat 2018 ( 5 )
    • ►  Ocak 2018 ( 8 )
  • ►  2017 ( 11 )
    • ►  Aralık 2017 ( 1 )
    • ►  Ekim 2017 ( 10 )

Combine

Horizontal

Vertical1

Vertical2

Gallery

Portfolio

  • Home
  • Features
  • _Multi DropDown
  • __DropDown 1
  • __DropDown 2
  • __DropDown 3
  • _ShortCodes
  • _SiteMap
  • _Error Page
  • Learn Blogging
  • Documentation
  • _Web Documentation
  • _Video Documentation
  • Download This Template

Footer Menu Widget

  • Home
  • About
  • Contact Us

Social Plugin

Contact us

About

Channels

  • abd
  • adana
  • afrika
  • afyon
  • ağva kilimli koyu
  • airport
  • almanya
  • amerika
  • andorra
  • anı harabeleri
  • ankara
  • antalya
  • apostil
  • app
  • araç
  • arkadaş
  • asya
  • Atatürk
  • avrupa
  • avusturya
  • ayder yaylası
  • balıkesir
  • balkanlar
  • bandırma
  • banka
  • bebek
  • belarus
  • bisiklet
  • bisikletli kamp
  • blog
  • blogger
  • bolu
  • bosna hersek
  • bursa
  • card
  • couchsurfing
  • çadır
  • çadır kurulumu
  • çalışmak
  • çıldır gölü
  • çin
  • çin seddi
  • çipli pasaport
  • denizli
  • doğa
  • doğu ekspresi
  • dolar
  • dost
  • dünya
  • e-pasaport
  • elazığ
  • en iyi bölgeler
  • erciyes ekspresi
  • erzurum
  • eskişehir
  • etik
  • euro
  • evcil
  • everest
  • festival
  • fırat ekspresi
  • fotoğrafçılık
  • galata kulesi
  • gecelemek
  • gezi
  • glamping
  • gümüşhane
  • güney kurtalan ekspresi
  • gürcistan
  • güvenilir
  • güvenlik
  • harcama
  • hava durumu
  • havaalanı
  • havalimanı
  • hayvan
  • hindistan
  • hostel
  • ısparta
  • iç anadolu
  • ingiltere
  • interrail
  • isic card
  • istanbul
  • iş
  • izmir
  • jet lag
  • kahvaltı
  • kamp
  • kamp alanı
  • kamp amerika
  • kamp eczanesi
  • kamp ekipman
  • kamp matı
  • kamp mutfağı
  • kanada
  • karadağ
  • karadeniz
  • karavan
  • karavan kampı
  • karesi ekspresi
  • karester yaylası
  • kars
  • kars kalesi
  • kart
  • kasım
  • kastamonu
  • kayak
  • kayak merkezleri
  • kayseri
  • kıbrıs
  • kış
  • kızılcahamam
  • kira
  • kocaeli
  • konaklama
  • kosova
  • kredi kartı
  • kutlama
  • küba
  • kültür
  • kütahya
  • macera
  • makedonya
  • malatya
  • maliyet
  • manzara
  • marmara
  • mil
  • miras
  • moldova
  • osmaniye
  • otel
  • outdoor
  • oyun
  • öğrenci
  • pamukkale
  • para
  • pasaport
  • rehber
  • rize
  • rota
  • rüzgar
  • sabahlamak
  • seyahat
  • sırbistan
  • sırt çantası
  • singapur
  • şile
  • tarih
  • tatil
  • tax free
  • tcdd
  • telefon
  • temizlik
  • tırmanma
  • travel
  • tren
  • türk lirası
  • türkiye
  • ucuz
  • uçak
  • ukrayna
  • uluslararası
  • uygulama
  • uyku tulumu
  • uyumak
  • uzungöl
  • ülke
  • üniversite
  • vanlife
  • vatandaşlık
  • verçenik yaylası
  • vergi
  • vietnam
  • visa
  • vize
  • vizesiz ülkeler
  • wordpress
  • work
  • work and travel
  • world
  • yapıt
  • yaz
  • yedigöller
  • yemek
  • yeşil pasaport
  • yeşillik
  • yurtdışı

Categories

  • abd
  • adana
  • afrika
  • afyon
  • ağva kilimli koyu
  • airport
  • almanya
  • amerika
  • andorra
  • anı harabeleri
  • ankara
  • antalya
  • apostil
  • app
  • araç
  • arkadaş
  • asya
  • Atatürk
  • avrupa
  • avusturya
  • ayder yaylası
  • balıkesir
  • balkanlar
  • bandırma
  • banka
  • bebek
  • belarus
  • bisiklet
  • bisikletli kamp
  • blog
  • blogger
  • bolu
  • bosna hersek
  • bursa
  • card
  • couchsurfing
  • çadır
  • çadır kurulumu
  • çalışmak
  • çıldır gölü
  • çin
  • çin seddi
  • çipli pasaport
  • denizli
  • doğa
  • doğu ekspresi
  • dolar
  • dost
  • dünya
  • e-pasaport
  • elazığ
  • en iyi bölgeler
  • erciyes ekspresi
  • erzurum
  • eskişehir
  • etik
  • euro
  • evcil
  • everest
  • festival
  • fırat ekspresi
  • fotoğrafçılık
  • galata kulesi
  • gecelemek
  • gezi
  • glamping
  • gümüşhane
  • güney kurtalan ekspresi
  • gürcistan
  • güvenilir
  • güvenlik
  • harcama
  • hava durumu
  • havaalanı
  • havalimanı
  • hayvan
  • hindistan
  • hostel
  • ısparta
  • iç anadolu
  • ingiltere
  • interrail
  • isic card
  • istanbul
  • iş
  • izmir
  • jet lag
  • kahvaltı
  • kamp
  • kamp alanı
  • kamp amerika
  • kamp eczanesi
  • kamp ekipman
  • kamp matı
  • kamp mutfağı
  • kanada
  • karadağ
  • karadeniz
  • karavan
  • karavan kampı
  • karesi ekspresi
  • karester yaylası
  • kars
  • kars kalesi
  • kart
  • kasım
  • kastamonu
  • kayak
  • kayak merkezleri
  • kayseri
  • kıbrıs
  • kış
  • kızılcahamam
  • kira
  • kocaeli
  • konaklama
  • kosova
  • kredi kartı
  • kutlama
  • küba
  • kültür
  • kütahya
  • macera
  • makedonya
  • malatya
  • maliyet
  • manzara
  • marmara
  • mil
  • miras
  • moldova
  • osmaniye
  • otel
  • outdoor
  • oyun
  • öğrenci
  • pamukkale
  • para
  • pasaport
  • rehber
  • rize
  • rota
  • rüzgar
  • sabahlamak
  • seyahat
  • sırbistan
  • sırt çantası
  • singapur
  • şile
  • tarih
  • tatil
  • tax free
  • tcdd
  • telefon
  • temizlik
  • tırmanma
  • travel
  • tren
  • türk lirası
  • türkiye
  • ucuz
  • uçak
  • ukrayna
  • uluslararası
  • uygulama
  • uyku tulumu
  • uyumak
  • uzungöl
  • ülke
  • üniversite
  • vanlife
  • vatandaşlık
  • verçenik yaylası
  • vergi
  • vietnam
  • visa
  • vize
  • vizesiz ülkeler
  • wordpress
  • work
  • work and travel
  • world
  • yapıt
  • yaz
  • yedigöller
  • yemek
  • yeşil pasaport
  • yeşillik
  • yurtdışı

PGA Head Teaching Professional

Fotoğrafım
erenardaguler
Profilimin tamamını görüntüle

Channels

  • abd
  • adana
  • afrika
  • afyon
  • ağva kilimli koyu
  • airport
  • almanya
  • amerika
  • andorra
  • anı harabeleri
  • ankara
  • antalya
  • apostil
  • app
  • araç
  • arkadaş
  • asya
  • Atatürk
  • avrupa
  • avusturya
  • ayder yaylası
  • balıkesir
  • balkanlar
  • bandırma
  • banka
  • bebek
  • belarus
  • bisiklet
  • bisikletli kamp
  • blog
  • blogger
  • bolu
  • bosna hersek
  • bursa
  • card
  • couchsurfing
  • çadır
  • çadır kurulumu
  • çalışmak
  • çıldır gölü
  • çin
  • çin seddi
  • çipli pasaport
  • denizli
  • doğa
  • doğu ekspresi
  • dolar
  • dost
  • dünya
  • e-pasaport
  • elazığ
  • en iyi bölgeler
  • erciyes ekspresi
  • erzurum
  • eskişehir
  • etik
  • euro
  • evcil
  • everest
  • festival
  • fırat ekspresi
  • fotoğrafçılık
  • galata kulesi
  • gecelemek
  • gezi
  • glamping
  • gümüşhane
  • güney kurtalan ekspresi
  • gürcistan
  • güvenilir
  • güvenlik
  • harcama
  • hava durumu
  • havaalanı
  • havalimanı
  • hayvan
  • hindistan
  • hostel
  • ısparta
  • iç anadolu
  • ingiltere
  • interrail
  • isic card
  • istanbul
  • iş
  • izmir
  • jet lag
  • kahvaltı
  • kamp
  • kamp alanı
  • kamp amerika
  • kamp eczanesi
  • kamp ekipman
  • kamp matı
  • kamp mutfağı
  • kanada
  • karadağ
  • karadeniz
  • karavan
  • karavan kampı
  • karesi ekspresi
  • karester yaylası
  • kars
  • kars kalesi
  • kart
  • kasım
  • kastamonu
  • kayak
  • kayak merkezleri
  • kayseri
  • kıbrıs
  • kış
  • kızılcahamam
  • kira
  • kocaeli
  • konaklama
  • kosova
  • kredi kartı
  • kutlama
  • küba
  • kültür
  • kütahya
  • macera
  • makedonya
  • malatya
  • maliyet
  • manzara
  • marmara
  • mil
  • miras
  • moldova
  • osmaniye
  • otel
  • outdoor
  • oyun
  • öğrenci
  • pamukkale
  • para
  • pasaport
  • rehber
  • rize
  • rota
  • rüzgar
  • sabahlamak
  • seyahat
  • sırbistan
  • sırt çantası
  • singapur
  • şile
  • tarih
  • tatil
  • tax free
  • tcdd
  • telefon
  • temizlik
  • tırmanma
  • travel
  • tren
  • türk lirası
  • türkiye
  • ucuz
  • uçak
  • ukrayna
  • uluslararası
  • uygulama
  • uyku tulumu
  • uyumak
  • uzungöl
  • ülke
  • üniversite
  • vanlife
  • vatandaşlık
  • verçenik yaylası
  • vergi
  • vietnam
  • visa
  • vize
  • vizesiz ülkeler
  • wordpress
  • work
  • work and travel
  • world
  • yapıt
  • yaz
  • yedigöller
  • yemek
  • yeşil pasaport
  • yeşillik
  • yurtdışı

Subscribe To Sarah Bennett Blog

Kayıtlar
Atom
Kayıtlar
Tüm Yorumlar
Atom
Tüm Yorumlar

Slider Widget

5/recent/slider

CATEGORIES

  • abd
  • adana
  • afrika
  • afyon
  • ağva kilimli koyu
  • airport
  • almanya
  • amerika
  • andorra
  • anı harabeleri
  • ankara
  • antalya
  • apostil
  • app
  • araç
  • arkadaş
  • asya
  • Atatürk
  • avrupa
  • avusturya
  • ayder yaylası
  • balıkesir
  • balkanlar
  • bandırma
  • banka
  • bebek
  • belarus
  • bisiklet
  • bisikletli kamp
  • blog
  • blogger
  • bolu
  • bosna hersek
  • bursa
  • card
  • couchsurfing
  • çadır
  • çadır kurulumu
  • çalışmak
  • çıldır gölü
  • çin
  • çin seddi
  • çipli pasaport
  • denizli
  • doğa
  • doğu ekspresi
  • dolar
  • dost
  • dünya
  • e-pasaport
  • elazığ
  • en iyi bölgeler
  • erciyes ekspresi
  • erzurum
  • eskişehir
  • etik
  • euro
  • evcil
  • everest
  • festival
  • fırat ekspresi
  • fotoğrafçılık
  • galata kulesi
  • gecelemek
  • gezi
  • glamping
  • gümüşhane
  • güney kurtalan ekspresi
  • gürcistan
  • güvenilir
  • güvenlik
  • harcama
  • hava durumu
  • havaalanı
  • havalimanı
  • hayvan
  • hindistan
  • hostel
  • ısparta
  • iç anadolu
  • ingiltere
  • interrail
  • isic card
  • istanbul
  • iş
  • izmir
  • jet lag
  • kahvaltı
  • kamp
  • kamp alanı
  • kamp amerika
  • kamp eczanesi
  • kamp ekipman
  • kamp matı
  • kamp mutfağı
  • kanada
  • karadağ
  • karadeniz
  • karavan
  • karavan kampı
  • karesi ekspresi
  • karester yaylası
  • kars
  • kars kalesi
  • kart
  • kasım
  • kastamonu
  • kayak
  • kayak merkezleri
  • kayseri
  • kıbrıs
  • kış
  • kızılcahamam
  • kira
  • kocaeli
  • konaklama
  • kosova
  • kredi kartı
  • kutlama
  • küba
  • kültür
  • kütahya
  • macera
  • makedonya
  • malatya
  • maliyet
  • manzara
  • marmara
  • mil
  • miras
  • moldova
  • osmaniye
  • otel
  • outdoor
  • oyun
  • öğrenci
  • pamukkale
  • para
  • pasaport
  • rehber
  • rize
  • rota
  • rüzgar
  • sabahlamak
  • seyahat
  • sırbistan
  • sırt çantası
  • singapur
  • şile
  • tarih
  • tatil
  • tax free
  • tcdd
  • telefon
  • temizlik
  • tırmanma
  • travel
  • tren
  • türk lirası
  • türkiye
  • ucuz
  • uçak
  • ukrayna
  • uluslararası
  • uygulama
  • uyku tulumu
  • uyumak
  • uzungöl
  • ülke
  • üniversite
  • vanlife
  • vatandaşlık
  • verçenik yaylası
  • vergi
  • vietnam
  • visa
  • vize
  • vizesiz ülkeler
  • wordpress
  • work
  • work and travel
  • world
  • yapıt
  • yaz
  • yedigöller
  • yemek
  • yeşil pasaport
  • yeşillik
  • yurtdışı

Advertisement

Main Ad

Trend Tags

  • abd
  • adana
  • afrika
  • afyon
  • ağva kilimli koyu
  • airport
  • almanya
  • amerika
  • andorra
  • anı harabeleri
  • ankara
  • antalya
  • apostil
  • app
  • araç
  • arkadaş
  • asya
  • Atatürk
  • avrupa
  • avusturya
  • ayder yaylası
  • balıkesir
  • balkanlar
  • bandırma
  • banka
  • bebek
  • belarus
  • bisiklet
  • bisikletli kamp
  • blog
  • blogger
  • bolu
  • bosna hersek
  • bursa
  • card
  • couchsurfing
  • çadır
  • çadır kurulumu
  • çalışmak
  • çıldır gölü
  • çin
  • çin seddi
  • çipli pasaport
  • denizli
  • doğa
  • doğu ekspresi
  • dolar
  • dost
  • dünya
  • e-pasaport
  • elazığ
  • en iyi bölgeler
  • erciyes ekspresi
  • erzurum
  • eskişehir
  • etik
  • euro
  • evcil
  • everest
  • festival
  • fırat ekspresi
  • fotoğrafçılık
  • galata kulesi
  • gecelemek
  • gezi
  • glamping
  • gümüşhane
  • güney kurtalan ekspresi
  • gürcistan
  • güvenilir
  • güvenlik
  • harcama
  • hava durumu
  • havaalanı
  • havalimanı
  • hayvan
  • hindistan
  • hostel
  • ısparta
  • iç anadolu
  • ingiltere
  • interrail
  • isic card
  • istanbul
  • iş
  • izmir
  • jet lag
  • kahvaltı
  • kamp
  • kamp alanı
  • kamp amerika
  • kamp eczanesi
  • kamp ekipman
  • kamp matı
  • kamp mutfağı
  • kanada
  • karadağ
  • karadeniz
  • karavan
  • karavan kampı
  • karesi ekspresi
  • karester yaylası
  • kars
  • kars kalesi
  • kart
  • kasım
  • kastamonu
  • kayak
  • kayak merkezleri
  • kayseri
  • kıbrıs
  • kış
  • kızılcahamam
  • kira
  • kocaeli
  • konaklama
  • kosova
  • kredi kartı
  • kutlama
  • küba
  • kültür
  • kütahya
  • macera
  • makedonya
  • malatya
  • maliyet
  • manzara
  • marmara
  • mil
  • miras
  • moldova
  • osmaniye
  • otel
  • outdoor
  • oyun
  • öğrenci
  • pamukkale
  • para
  • pasaport
  • rehber
  • rize
  • rota
  • rüzgar
  • sabahlamak
  • seyahat
  • sırbistan
  • sırt çantası
  • singapur
  • şile
  • tarih
  • tatil
  • tax free
  • tcdd
  • telefon
  • temizlik
  • tırmanma
  • travel
  • tren
  • türk lirası
  • türkiye
  • ucuz
  • uçak
  • ukrayna
  • uluslararası
  • uygulama
  • uyku tulumu
  • uyumak
  • uzungöl
  • ülke
  • üniversite
  • vanlife
  • vatandaşlık
  • verçenik yaylası
  • vergi
  • vietnam
  • visa
  • vize
  • vizesiz ülkeler
  • wordpress
  • work
  • work and travel
  • world
  • yapıt
  • yaz
  • yedigöller
  • yemek
  • yeşil pasaport
  • yeşillik
  • yurtdışı

Pages

  • EV
  • EV
  • EV

Most Trending

  • "Babam Beni Şah Damarımdan Öptü" - Ozan Önen
       İnsan, babası hayattayken, sanki tüm babalar hayattaymış gibi bir yanılgıya; babası öldüğündeyse sanki sadece kendi babası ölmüş gibi bir...
  • "Kadın Yok Savaşın Yüzünde" - Svetlana Aleksiyeviç
     İnsan savaştan büyük...     Büyük olduğu sahneler akılda kalan. Savaşta insanı yönlendiren bir şey var ki tarihten bile güçlü. Daha derinde...
  • Tolstoy - Polikuşka
     Tam da o sırada Yegor Mihayloviç konağın kapısında gözüktü. Şapkalar art arda başlardan alındı, kâhya yaklaştıkça ortasından, önünden dazla...
  • Rebecca Solnit - Karanlıktaki Umut
      Neden-sonuç ilişkisi tarihin ileri doğru hareket ettiğini varsayar ama tarih bir orduya benzemez. Tarih, yanlamasına seğirten bir yengeç, ...
  • "İpekli Mendil" - Sait Faik Abasıyanık
    Vakit geçiyor. Gün akşama, akşam geceye dönüyor ve bütün bunlara kuşlar şahit, gök şahit, insan şahit. Yaşlanıyoruz. Sait Faik nasıl anlatıy...
  • ŞİMŞİRLİK KAMP ALANI VE ALABALIK TESİSLERİ
    Ulaşım Düzce merkezine, İstanbul yada Ankara'dan otoban yoluyla ulaşmak mümkün. İstanbul - Düzce otoban çıkışı 210 km. Merkeze ulaştığın...
  • UKRAYNA'YA GİTMEK
    ARABA İLE GİTMEK… Mail kutuma yoğun bir şekilde gelen bir diğer soru, Ukrayna’ya araba ile gitmek. Her ne kadar Ukrayna’ya araba ile yolculu...
  • "Pan" - Knut Hamsun
     Üçüncü Demir Gece; olanca gerginlik içinde bir gece. Hiç değilse biraz don olsaydı! Don yerine gündüzün güneşinden kalma bir sıcaklık; ılık...
  • "Şizodüş" - Merve Sevde Selvi
    Akşam oluyor. Şehrin üstüne karanlık inerken daralan göğsümü, dünyanın muhtelif yerlerindeki gün doğumlarını düşünerek geniş tutuyorum. Masa...
  • KAMP MATI NEDİR VE NASIL SEÇİLİR?
    Özellikle uzun süre yürüyerek seyahat ederken yaptığım doğa kampları sırasında karşılaştığım en keyif bozucu durum kamp çadırını kuracak uyg...

Featured Posts

About Me


I could look back at my life and get a good story out of it. It's a picture of somebody trying to figure things out. Great things in business are never done by one person. They’re done by a team of people.

Popular Posts

  • DARIDERE KAMP ALANI
  • Marcel Proust - Lemoine Vakası
  • "Babam Beni Şah Damarımdan Öptü" - Ozan Önen

Advertisement

Designed By OddThemes | Distributed By Blogger Templates