"Kadın Yok Savaşın Yüzünde" - Svetlana Aleksiyeviç


 İnsan savaştan büyük... 

   Büyük olduğu sahneler akılda kalan. Savaşta insanı yönlendiren bir şey var ki tarihten bile güçlü. Daha derinden kavrama'', yalnızca savaşın değil hayatın ve ölümün gerçeğini yazmalıyım. Dostoyevski'nin sorusunu sormalıyım: İnsan ne kadar insan ve o içteki insanı nasıl korumalı? Kötülüğün cazibesi su götürmez. İyilikten maharetli, çekici. Giderek savaşın sonsuz âleminin derinlerine gömülüyorum; diğer her şey biraz donuklaştı, olduğundan da sıradan bir hal aldı. Muazzam ve vahşi dünya. Artık savaştan dönen insanın yalnızlığını anlıyorum. Başka gezegenden ya da öbür dünyadan dönmek gibi bir şey bu. Başkalarında olmayan, ancak orada, ölümün yanı başında kazanılabilen bir bilgi var savaştan dönmüş kişide. Bir şeyi kelimelere dökmeyi denediğinde felaket hissine kapılıyor. Dilsizleşiyor. O anlatmak istiyor, başkaları anlamaya meyyal, fakat herkes âciz kalıyor. 
   Anlatıcılar hep dinleyiciden farklı bir âlemdeler. Görünmez bir dünya tarafından kuşatılmışlar. Konuşmaya en az üç kişi katılıyor: halihazırda anlatan kişi; anlatıcının o zamanki, olayların vuku bulduğu andaki hali; bir de ben. Amacım her şeyden önce o yılların gerçeğini ortaya çıkarmak. O günlerin. Duyguların hilesine aldanmadan... Herhalde karşımdaki insan, olayların hemen sonrasında konuşsak başka bir savaş anlatırdı. Onlarca yıl sonra elbet bir şeyler değişmiştir, artık tüm hayatını katar anılarına. Olduğu gibi kendini karar. Bu seneler içinde nasıl yaşadığını, ne okuduğunu, ne gördüğünü, kime rastladığını. Nihayet, mutlu olup olmadığını...


Svetlana Aleksiyeviç - Kadın Yok Savaşında Yüzünde

Çevirmen: Günay Çetao Kızılırmak, Kafka Kitap, s.17


0 Comments