SIK SEYAHAT EDENLERİ USANDIRAN BİTMEK BİLMEYEN SORULAR


Seyahat etmeyi seven ve her bulduğu fırsatta seyahat etmeye çalışanların dışarıdan bakıldığında bir türlü anlamlandırılamayan dünyaları olduğu çok açık. Seyahat etmek isteyen ancak bir türlü hayata geçiremeyen birçok kişinin büyük bir heyecanla takip ettiği ‘sık seyahat edenler’ farklı kişilerden gelen benzer sorularla zaman zaman nefes almakta bile zorlanıyor.

Profesyonel yaşamı geride bırakıp kendisine keşfe ve yolculuğa dayalı yepyeni bir dünya kurmayı başaran binlerce insandan biri olarak başta yakın çevrem olmak üzere dört bir yanımdan gelen bitmek bilmeyen sorulara yanıt verme mücadelesinde oldukça yorgun düştüğümü söylemem gerek. Bir an önce bitmesini dilediğim o soruları sıraladım. Lütfen siz de çevrenizde sık seyahat edenlere benzer soruları sormamaya çalışın.

Sık Seyahat Edenleri Usandıran Sorular

1. Hayat sana güzel ya!?
Kendi içinde ‘Bu hayatı yaşamayı nasıl başardın?’ sorusunu barındıran bu replik, sık seyahat edenlere en çok söylenen cümlelerin başında geliyor. Yaşadığımız hayatın kendi seçimlerimizin eseri olduğunu hatırlamak lazım. Şans, doğru zamanda doğru yerde olmak, tesadüf gibi faktörlerin yanında istediğin şey için emek vermek, sıkı çalışmak ve tutku ‘Hayat sana güzel’ durumunu bizzat deneyimlemek için olmazsa olmazlardan.

2. Bu değirmenin suyu nereden geliyor?
Ülkemizde seyahat önyargısı denildiğinde ilk akla gelen kavram para. Bugüne kadar her türlü adımı para ile attığımızı düşünüp, her kapıyı da para açar düşüncesiyle hareket edince seyahatin parasız ya da az bütçeyle olabileceği konusunda kafamız net değil. Değirmene çok su taşımadan seyahat etmek mümkün. Günlük harcama kalemlerinizi çıkarıp, listeye dökünce değirmene nasıl su taşıyacağınız konusunda daha net bir fikriniz oluyor.

3. Beni de bavuluna koyar mısın?
Seyahat ile ilgili en kanıksadığımız esprilerden biri: Beni de bavuluna koyar mısın? İster yalnız, ister grupça bir yolculuk olsun kimse kimsenin bavulunda bir yere gitmesin. Herkes istediği bir rotada, kendi seçimi ile yola çıksın. Bu yüzden birinin bavuluna girip bir yerlere gitmeyi planlıyorsanız bunun yerine kendi seyahatinizi planlamak için uğraşın.

4. Aynısı şurada da var!
Seyahat sırasında yapılan paylaşımların altına en çok yapılan yorumlardan yalnızca biri: Aynısı şurada da var! Her gittiğimiz yeri bir yere benzetmeye çalışma, her seyahat edene ‘Oraya kadar gitmene gerek yok, aynısı şurada da var’ diyerek heyecan ve hevesi yok etme çabası. Bu eylemi Türkler kadar iyi başarabilen görmedim. Sahilde çektiğim bir fotoğrafın altına daha ilk dakikada, ‘Bizim sahilimiz daha güzel, aynısı bizim sahilde de var’ şeklinde yorum gelince ne yapacağımı, ne diyeceğimi şaşırıyorum.

5. Burayı paylaşmayın, sizin yüzünüzden bozuluyor
Korumacı ve bencilce bir yaklaşımın eseri olan bu cümle duymaktan bıkıp usandıklarımdan. Özellikle çok kişinin bilmediği ve yeni yeni keşfedilen yerlerle ilgili yaptığım paylaşımın altına ‘Burayı yazmayın, sizin yüzünüzden herkes buraya gelecek’ cümleleriyle tepkilerini dile getirenler, bu yerleri sonsuza kadar kendilerine ait özel bir alan olarak görmek istiyor.

6. Yediğin içtiğin senin olsun, bize gezdiğin gördüğün yerleri anlat
Özellikle yolculuktan yeni dönenlere söylenen ilk cümlelerden biridir, ‘Yediğin içtiğin senin olsun; sen bize gezdiğin, gördüğün yerleri anlat.’ Bir ülkeyi, bir şehri hatta bir mahalleyi birkaç cümlede özetlemek oldukça zor. Bu yüzden ‘gittiğin yer nasıldı’ ya da ‘nasıl buldun’ gibi sorulara tatmin edici cevap vermek zor. Ayrıca yediklerimiz, içtiklerimiz gittiğimiz yeri yansıtan birer unsur onları neden anlatmayalım ki?

7. Oraya kaç gün ayırmalıyım?
Kısa sürede daha çok yer görme telaşına sahip olan bir milletiz. Bu huyumuz yüzünden seyahat eden insanlara bonus toplayıcı gözüyle bakıyoruz. Bir haftalık yıllık izninde 3-4 ülke görüp bunu övünçle anlatanlar, yarım saatliğine uğradığı bir ülkeyi gördüğünü iddia edenler, transit geçtiği şehri gördüğü şehir listesine yazanlar derken örnekler çoğalıyor. Bir yeri görmek için ne kadar vakit ayırmalıyım sorusunun net yanıtı yok. Gideceğiniz yerde ne yapmak istediğinize göre değişir. Müze mi gezeceksiniz, sadece kahve içip dönecek misiniz, yemek mi yemek istiyorsunuz ya da birkaç sokağı görmek yeterli mi? Bu soruları kendinize sorun.

8. Ucuz bileti nerden buluyorsun, ben hiç bulamıyorum?
Ucuz uçak bileti seyahat planı yapanların en çok merak ettiği konulardan biri. Özellikle seyahat tarihi esnek olanların ucuz uçak bileti bulma şansı daha kolay. Ucuz uçak bileti bulursam bir yerlere giderim diyenlerin birçoğunun ne ucuz uçak bileti aramaya gücü ne de bir yerlere gitme isteği var. Bu tipteki insanlar ucuz bilet bulanların hikayelerini dinleyip gülümsemekle yetiniyor.

9. Yoldayken hiç korkmuyor musun, insanlara nasıl güveniyorsun?
Her fırsatta yaşadığımız ülkenin Türkiye, dünyanın da Türkiye’den daha güvenli bir yer olduğunu haykırmak istiyorum. Yol ve yolculukla ilgili gerginlik yaratan konuların başında güvenlik endişeleri geliyor. Gezmeyi hayatının önceliği haline getirenlere sıkça sorulan güvenlik sorunu ne kadar anlatılırsa anlatılsın anlaşılmayan bir mevzu. Toplum olarak güven sorunu yaşıyoruz, bu sorun insanlara yaklaşımdan seyahate bakış açımıza kadar her adımımızı olumsuz etkiliyor.

10. Gittiğin yerde Türk yemekleri bulabiliyor musun?
Türkler kadar yemek konusunda muhafazakar bir başka millet daha yok sanırım. Özellikle yurt dışı seyahatlerinde kabusa dönüşen bu durum için sıkça soru soruluyor. Bilmem ne ülkesine gidersem aç kalır mıyım, o şehirde ne yenir, Türk lokantası bulabilir miyiz, döner var mıdır gibi sorular peşi sıra geliyor. İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerde bile otel kahvaltısında beklediğini bulamayan bir milletin evlatları olarak yemek konusunda çok seçiciyseniz yalnızca Türkiye’de seyahat edin diyorum.

Bonus: Orada iPhone ne kadar?
Yurt dışına gidenlere ya da gideceklere ‘Orada iPhone fiyatları nasıl, en fazla kaç tane getirebiliyorsun?’ formatındaki sorular gündelik konuşma rutinimizin en ortasında kendine yer bulmuş durumda. Ülkeler arası karşılaştırmalar, vergili ve vergisiz fiyatlar, cep telefonu kayıt ücreti gibi araştırmalar yapıldıktan sonra seyahatte olan kişiye para teklif edilerek telefon siparişine karar verilebilir. Bunun bir sonraki adımı ülkemizdeki döviz kuru artışından şikayetle başlayan yeni bir sohbet konusu olarak kendini gösterir.

Seyahat, bakış açımız başta olmak üzere gündelik hayatımızla ilgili tüm rutinleri değiştiren, sorgulatan ve kendimizi yenilememize yardımcı olan bir süreç. Seyahatle ilgili kafanıza takılanları ezberlenmiş klişeleri unutarak sorduğunuzda içtenlikle yanıt almanız mümkün.

0 Comments