YEDİGÖLLERDE KAMP



Batı Karadeniz Bölgesi’nin vazgeçilmezi Yedigöller, oldukça engebeli ve büyük bir arazi içerisinde oluşmuş. Sık ormanlarla çevrili Yedigöller Milli Parkı, ismini bazıları birbirine bağlı olan 7 adet gölden almış. Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Kurugöl, İncegöl ve Sazlıgöl olarak adlandırılan göllerin en büyüğü 16 metre kadar derinliği olduğu söylenen Büyükgöl olarak biliniyor. Büyükgöl’e bağlı ve en yakın göl ise Deringöl.

Yedigöller’de ne yenir?
Yedigöller’de artık mangal yapmak da yasak. Göllerin çevresinde mangal yapılması için hazırlanan taş mangal ocakları bile kaldırılmış. Mangal ve türevlerine izin vermedikleri kamp girişindeki tabelalerda belirtilmiş. Buna rağmen Pazar günü gündüz vakti Yedigöller duman altında kalmıştı. Kısaca mangal/ateş yakma durumu biraz karışık. Yedigöller’i doğa ve kamp alanı dışında günübirlik piknik alanı olarak kullanmak isteyenlerin önüne geçebilir mangal yasağı. Ancak akşam vakti sekizden sonra kampçılara izin veriliyor, kampçılar için konmuş yüksek tenekelerde ısınmak için ya da yemek için ateş yakabiliyorsunuz. Kamp alanına gider gitmez bir tanesini yanınıza almanız gerekiyor, eğer geç giderseniz yanınıza alacak bir teneke bulamayabilirsiniz. Kamp yaparken en uygun ve pratik yiyecek sucuk ekmek oluyor.




Yedigöller’de nerede kalınır?
Yedigöller’de konaklamak için Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından işletilen bungalovlar mevcut. Bu evleri milli parkın Mengen Yolu tarafındaki girişine yakın bir yerde görebilirsiniz. Habitat Ormancılık adındaki bir şirketten kiralayabileceğiniz bungalov tipi evlerin geceliği 200TL civarında. Kendilerine telefonla ulaşıp bilgi alabilir, rezervasyon yaptırabilirsiniz.



Yedigöller çadır kampı ve giriş ücreti nedir?
Yedigöller’de kalacak yer olarak farklı bir alternatifiniz var. Yedigöller’e gelen ağırlıklı bir kesim kamp atmak ve çadır kurmak için geliyor buraya. Kamp hayatını seviyorsanız, en ideal çadır kamp alanlarından biridir burası. Yedigöller’de çadır kurmak ücretli. Görevliler mesai saatleri içinde çalışıyorlar. Gündüz giderseniz çadırlar için ayrılan bölgelerde, göle nazır bir yerleşim en güzeli olacaktır. Maksadınız çadır kurmaksa, kaç kişi olursanız olun 25 TL ödemeniz gerekli. Gece gittiğiniz takdirde, uygun gördüğünüz bir noktaya araba farı ya da el feneri kullanarak çadırınızı kurabilir, sabah olduğunda ödemeyi yapabilirsiniz. Ancak ne olursa olsun gündüz gitmeye çalışın. Aracınızla geliyorsanız araç giriş ücreti olarak 12TL vermeniz gerekiyor. Balık tutmayı seviyorsanız da görevliler 20 TL’nizi alıyorlar. Önceki gidişlerimde ücret almış olmalarına rağmen son gidişimde ne araç ücretini, ne de çadır ücretini istediler.



Yedigöller’e ne zaman gidilir?
Yedigöller, ağırlıklı olarak sonbahar renklerini bir arada muazzam bir şekilde görmek isteyenlerin rotasında yer alıyor. Yedigöller gezisinde sonbaharı tercih ederseniz, sarıdan kırmızıya doğru birçok renk tonunu yapraklarda görebilirsiniz. Bu renk cümbüşünü fotoğraf makinenizle kalıcı kılmak büyük bir keyif. Tabii ki bu renkleri yakalamak için en ideal zaman sonbahar mevsimi ayları, direkt zaman verecek olursak Kasım’ın ilk iki haftası. Bu zamanlarda ağaç yapraklarının bir kısmı dökülüyor, bir kısmı ise dökülmek üzere oluyor. Bazı zamanlarda esen ani bir rüzgarla yaprakların yerlere düşme görüntüsünü mutlaka izlemelisiniz.



Yedigöller’e gitmeden bilmeniz gerekenler
Cumartesi gece kalmak için giderseniz bilmeniz gereken birkaç şey var. Yedigöller’e gidiş saatinizi 16:00’dan sonraya bırakmayın. İki temel nedeni var, birincisi hafta sonu turlarına katılan günübirlikçiler veya kamp yapanlar akşama kalmadan çıkıp Bolu’ya hava kararmadan ulaşmaya çalışıyor, bu da yoğunluğa sebep oluyor. Diğer husus da kamp atacakları ilgilendiriyor. Kış sezonunda hava erken karardığı ve ziyaretçi sayısı artık çok olduğu için kamp yeri bulma konusunda sıkıntı çekmemeniz adına gün batmadan kamp kurma işlerinizi bitirmiş olmanız gerekiyor.

Çadırınızı kurdunuz ve uykuya çekileceksiniz diyelim. Bu esnada müzikli ve yüksek sesli gruplara karşı hazırlıklı olsun, adabı biliyorlarsa gece yarısından sonra sesleri kesilir, bilmeyenine denk gelirseniz çadırınızın içinde, sanki yanınızdaymış gibi uyuyana kadar onları dinlersiniz. Dahası sabah 6’dan itibaren Yedigöller’e gelen günübirlikçi teyzelerin yüksek sesli kahkahaları ve konuşmaları eşliğinde uyanabilirsiniz. Göl kenarında iyi manzaralı bir yere çadır kurduysanız, sabahın erken saatlerinden itibaren çadırınızın yanında ve çevresinde elliye yakın genç, yaşlı, selfi çubuklu, tripodlu fotoğraf severlerin en iyi fotoğraf karesini yakalamak için bir o yana bir bu yana gidişine aldırmamanız gerekiyor.

Rakımı 900 metre olan Yedigöller’e kış sezonunda gidiyorsanız geceleri gerçekten soğuk olabileceğini gözardı etmeyin, yeterli ekipmanlarla gelin. Yoksa sabaha kadar uyuyamaz tir tir titrersiniz. Başka çareniz yok. Yedigöller’de hava durumu genel olarak rüzgarsız, ancak yaz mevsiminde bile geceleri soğuk olabilir, bir anda yağmur yağabilir. Ayrıca bir kafa lambanızın olması gerekiyor, gece göz gözü görmeyecek derecede karanlık. Atıştırmalık da bir şeyler olmalı yanınızda, karnınız acıkırsa atıştırabilmek için. Yedigöller’de küçük bir market de yapılmış, oraya da bir bakabilirsiniz. İçme suyu getirmenize de gerek yok, çünkü her yerde doğal kaynak sularının aktığı çeşmeler mevcut.

Tuvalet sıkıntısı yok, restoranın tuvaletini kullanabilirsiniz, ama 20:00’den sonra kapanıyor. Kamp alanının tuvaleti ise 24 saat açık, her türlü rahatça kullanabilirsiniz. Kendi tuvalet kağıdınızı mutlaka götürün.

Yakınlarınıza mutlaka haber verin, telefonlar çekmeyebilir. Turkcell’in çektiği söyleniyor, Turkcell hattım olmadığı için bunu tecrübe edinemedim.



Yedigöller’de ne yapılır?
Yedigöller trekking yapmak için de harika bir yer. Yaklaşık 2 saat süren bir parkuru bulunuyor. Bana göre en ideal gezi planını anlatmaya çalışacağım şimdi size. Ortasında otoparkın bulunduğu kamp alanının içinden, yani Deringöl’ün yanından yürüyüş yoluna bağlanıyoruz. Dilek Çeşmesi, şelale ve Gülen Kayalar’ı da geçtikten sonra yukarıdaki Nazlı Göl ve Kuru Göl’ün bulunduğu kamp alanına varıyoruz. Yola çıkıp sola devam ettiğinizde İncegöl’ü ve Sazlıgöl’ünü de görebilirsiniz. Sağ taraftan, araç yolunu takip ederek başladığımız noktaya, tuvaletlerin önüne geliyoruz. Görmek isterseniz araç yolunda tabelası olan pisagor ağacını da inceleyebilirsiniz. Otopark alanına geldikten sonra sol taraftaki Büyük Göl’ün sol tarafından, köprüye gelene kadar devam ediyoruz, Köprüyü geçince, solunuzda kalan göl ise Seringöl. Buranın sonuna da gidip dönebilirsiniz.


Yedigöller’e giderken veya bu güzel doğal yaşamdan dönerken yol üzerindeki Atmaca Seyir Terası ve Kapankaya Seyir Tepesi ‘nde birkaç dakikalığına mutlaka mola verin. Atmaca göremezseniz bile manzarası çok güzel. Atmaca Seyir Terası hemen yol üzerinde, araçtan iner inmez ulaşabiliyorsunuz, ancak Kapankaya Seyir Tepesi öyle değil. Tepenin üzerine ulaşmak için dar merdivenlerden çıkmanız gerekiyor, burada bir problem yok, ama seyir tepesine çıkarken tura dahil olan ziyaretçilerle karşılaşırsanız tek kişi genişliğindeki basamaklarda biraz beklemeniz gerekebilir. Çıkmayı başarırsanız Yedigöller’in iki gölünü buradan görebilirsiniz.



Yedigöller Milli Parkı nerede, nasıl gidilir?
Yedigöller’e ulaşım için fazla bir seçeneğiniz yok. Genel olarak Bolu’ya doğru giderken TEM üzerinde Yedigöller tabelası görünür. İstanbul Yedigöller arası mesafe 300km (4 saat), Sapanca Gölü ile arasındaki mesafe 180km (2sa30dk), Düzce’den gelecekler için 90km (1sa 40dk), Bolu merkeze olan uzaklığı ise 50km (1sa 10dk).

Zonguldak tarafından ya da Mengen’den gelen ziyaretçiler milli parkın kuzeyinde olan Mengen Yolu’nu kullanarak ulaşırlar. Yedigöller’in Zonguldak’a olan uzaklığı 100km (2sa 15dk), Mengen’e olan uzaklığı ise 55km (1sa 30dk).

Yedigöller’e ulaşım bir hayli zor. Bolu merkezden Yedigöller istikametini takip etmeniz ve Yedigöller yolu boyunca sürekli olarak çukurlarla mücadele etmeniz gerekiyor. Yedigöller yolu artık çukurlu ve stabilize bir yol değil, tertemiz bir asfalt. Özellikle sonbahar ve kış aylarında havanın erken karardığını hesap ederek çıkmak lazım yola. Güneş battıktan sonra yaptığınız Yedigöller yolculuğunda, doğanın içinde kilometreler ve saatler boyunca dünyadaki yalnızlığınızı sorgulayabilirsiniz. Farları kapattığınız takdirde çevrenizde hiçbir yaşam belirtisi olmadığını ve küçük bir yaşam kaynağının sizden kilometrelerce uzakta olduğunu farkettiğinizde heyecanlanmamanız mümkün değil. Havada, yer yer sıklaşan sis kümeleri oranını artırırsa, oldukça düşük görüş mesafesi sebebiyle yerinizden hareket etmek için sabahı beklemeniz bile gerekebilir.

Yedigöller yolunun asfalt olması çeşitli sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Hafta sonları halkın ve turların yoğun rağbeti ile (özellikle Pazar günü) karmakarışık bir hal alıyor Yedigöller. Biraz hava alalım derken kendinizi hiç ummadığınız bir kalabalığın içinde bulabilirsiniz. Yolun asfaltlanması ile birlikte ziyaretçi sayısında gözle görülür bir artış olmuş. Pazar günü öğleden sonra Yedigöller’den çıkalım dedik, ancak geliş yönündeki araç trafiği yoğunluğundan dolayı milli parktan çıkmakta bile fazlasıyla zorlandık. Buna rağmen biz Bolu’ya ulaşana kadar birçok araç hala Yedigöller istikametine gitmeye devam ediyordu. O kadar araç nereye, nasıl sığacak, bu yoğunluğun sonu ne olacak bilmiyorum. Benim için Yedigöller, hafta sonu gezilebilecek bir yer olmaktan çıkmıştı.



0 Comments