"Tılsım" - Roberto Bolaño


  Bacarisse'yi ne kadar dinliyoruz?
   Bilmiyorum. Tek bildiğim, bir noktada Remedios Varo'nun pikabın kolunu kaldırıp müziği sona erdirdiği. O zaman yanına gidip (itiraf ediyorum ki ayrılmak istemediğimden) yanaklarım kızararak, kullandığımız fincanları yıkamayı, yeri süpürmeyi, mobilyaların tozunu almayı, tencereleri ovalamayı, gidip evin alışverişini yapmayı, yatağı toplamayı veya küveti onun için doldurmayı teklif ediyorum, ama Remedios Varo gülümseyerek, bunların hiçbirini yapmana gerek yok Auxilio, ama sorduğun için teşekkür ederim, diyor. İdare ediyorum, gerçekten. Yardımına ihtiyacım yok. Beni kapıya kadar geçirdiği sırada içimden, yalancı, diyorum, nasıl yardıma ihtiyacın olmaz?
   Kapının eşiğindeki halim gözümün önünde beliriyor. O içerde, eli kapı kolunda. Ona sormak istediğim o kadar çok şey var ki. Örneğin, yeniden ziyarete gelebilir miyim? Gün ışığı sokağa dökülmüş beyaz şarabı andırıyor. Ressamın yüzünü aydınlattığında, cesur bir hüznü ortaya çıkarıyor ışık. Tamam. Her şey yolunda. Gitme zamanım geldi. Elini mi sıkmalıyım, yanaklarından mı öpmeliyim? Latin Amerikalı kadınlar bildiğim kadarıyla tek öpücükle vedalaşır. Tek yanaktan öper. İspanyol kadınlar iki yanaktan. Fransız kadınlar üç kere öper. Küçük bir kızken, üç öpücüğün, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik anlamına geldiğine inanırdım. Öyle olmadığını artık biliyorum, ama yine de öyle olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor. Bu yüzden yanaklarına üç öpücük konduruyorum ve bana öyle bir bakıyor ki sanki o da bir zamanlar benimle aynı sonuca varmış. Sol yanağa bir öpücük, sağ yanağa bir öpücük, sol yanağa son öpücük. Remedios Varo bana bakıyor, endişelenme Auxilio, ölmeyeceksin, delirmeyeceksin, akademik bağımsızlığın son kalesi sensin, üniversitemizin şerefini sen kurtarıyorsun, en kötü ihtimalle aşırı zayıflayacak ve hayal göreceksin; belki seni bulurlar, ama şimdi bunu düşünme, güçlü ol, zavallı yaşlı Pedrito Gafrias'ın şiirlerini oku  (keşke yanında okuyacak başka şeyler de getirseydin, seni aptal kız) ve 1968'in 18 Eylül'ünden 30'una kadar bırak zihnin zamanda özgürce dolaşsın, tek yapman gereken bu.
   Remedios Varo kapıyı kapamadan önce son bir kez gözlerimin içine bakıyor ve o anda kadının çoktan öldüğü gerçeği, benim için tartışılmaz bir netliğe kavuşuyor.

Roberto Bolaño - Tılsım

Çevirmen: Zeynep Heyzen Ateş, Can Yayınları, s.88-89


0 Comments