"Tütüncü Çırağı" - Robert Seethaler



 Kalp atışı Franz'ı yataktan kaldırdı, düzenli bir şekilde artan bir kütleme sesiydi bu. Bir süredir uyanır uyanmaz rüyalarını yazıya geçirme konusunda kendini eğitebilmeyi az da olsa başarmıştı. Hemen her gece kibriti eline alıyor ve titrek mum ışığında, yatağının altına sakladığı kareli kâğıtlara karışık bir kafadan çıktığı belli olan bir kaç kelime karalıyordu. Zahmetli bir işti bu ve başta hiç bir işe yaramamıştı. Aslında bunu sırf profesöre olan sevgisinden ve bunu yapmadığında kendini içten içe kötü hissettiği için yapmıştı. Diğer yandan, bu gece not alma işi son günlerde gerçekten de bir alışkanlığa dönüşmüştü. Zorlukları aşma becerisi açısından elinden geleni yaptığına dair hoş bir his bırakıyordu üzerinde. Veya belki de ufak bir rahatlama ve tatmin duygusu gibi bir şey. Franz bunun ne olduğunu tam olarak söyleyemiyordu ama aslında bu onun için çok da önemli değildi. Az önce rüyalarını not etmişti ve sonraki birkaç saati rüya görmeyeceği için huzur içinde uyuyarak geçirebiliridi. İşte bu, katlanmak zorunda olduğu bütün zahmetin tek faydalı yan etkisiydi. 
   Atter Gölü üzerinden bir uçuş, yazdı Franz, eğri büğrü çocuk yazısıyla, biri arkamdan bağırıyor, buharlı gemiler güzel, balıklar değil. Görünen o ki, profesör şapkasını kaybetmiş, annemse uzaklardan bir yerden el sallıyor. Kâğıtla kalemi yatağın altına yerleştirdi ve mumu üfleyerek söndürdü. Gözlerini kapattığında mum ışığı göz kapaklarının ardında titremeye devam etti. Ah, diye düşündü, belli ki sadece hatıra hışırtısı değil, hatıra titremesi diye bir şey de var. Kendini tutamayıp bir süre kıkırdayarak güldü. Salzkammergut'tan ayrıldığından bu yana, olabileceklerini tahmin bile edemeyeceği bazı düşünceler geliştirmişti. Muhtemelen bu düşüncelerin büyük çoğunluğu tam bir saçmalıktı. Ama yine de ilginçti. Yan tarafına döndü, gözlerini kapadı ve kendini kendinden uzaklaşma hissine bıraktı.

Robert Seethaler - Tütüncü Çırağı

Çevirmen: Oktay Değirmenci, Jaguar Kitap, s.127-128

0 Comments