DENEME BLOGU
  • Home
  • Download
  • Social
  • Features
    • Lifestyle
    • Sports Group
      • Category 1
      • Category 2
      • Category 3
      • Category 4
      • Category 5
    • Sub Menu 3
    • Sub Menu 4
  • Contact Us

Dünya Pasaportu, Dünya Vatandaşlığı fikrinin oluşmasından sonra, seyahat etmek isteyen dünya vatandaşlarına verilmek için WSA tarafından düzenlenmektedir. WSA (Dünya Servis Kurumu) kar amcaı gütmeyen bir servistir. WSA, Dünya Vatandaşlığı, Dünya Kanunu, Dünya Devleti ve Dünya Pasaportu gibi organizasyonları yönetmektedir. Kurucusu Garry Davis 1948 yılında Paris’te, Dünya Vatandaşı olmak için ABD vatandaşlığından çıktığını ilan etmiştir ve 1954 yılında Dünya Servis Kurumunu kurmuştur. Garry 60 yıl boyunda hiç bir ülkenin vatandaşı olmadan, sadece Dünya Vatandaşı olarak yaşamış.

Dünya Pasaportuna isteyen herkes sahip olabilir. Dünya pasaportuna sahip olan kişiler Dünya Vatandaşı kabul edilirler. Dünya Pasaportu almak istiyorsanız bu bağlantıya tıklayarak açılan sayfadaki başvuru formunu doldurarak gerekli belgelerle birlikte Dünya Servis Kurumuna göndermeniz gerekli. 10 yıllık Dünya Pasaportu ücreti 100 dolar, 5 yıllık Dünya Pasaportu ücreti 75 dolar, 3 yıllık Dünya Pasaportu ücreti 55 dolar.


Gerekli Belgeler:

Başvuru ücretsizdir.
Bastırdığınız başvuru formu. Başvuru formu yazılı olarak doldurulmalıdır.
İstediğiniz pasaport türünü ve posta yöntemini işaretleyin.
Kişisel bilgilerinizi elle, bilgisayarla ya da daktilo ile doldurun.
ATTESTATION ve CERTIFICATION OF INFORMATION bölümlerini imzalayın.
Kimliğinizi doğrulayın veya noter onaylı imzanızı gönderin.
Banka çeki, kredi kartı formu veya PayPal ile ödemenizi yapın. Diğer ödeme seçenekleri için, lütfen WSA ile iletişime geçin.
Hızlandırılmış kargo hizmetleri için lütfen WSA Washington, DC World ofisine başvurun.
Ödeme yapılmadan hiçbir doküman WSA tarafından onaylanmayacaktır.

Dünya Pasaportuna sahip olma fikri sizde heyecan uyandırmış olabilir fakat bu pasaportu sadece 4 ülke kabul etmektedir. O ülkelerin listesi:

Ekvador
Moritanya
Tanzanya
Togo
Burkina Faso – Artık kabul etmiyor.
Faso
Zambiya – Artık kabul etmiyor.

Ne yazık ki liste oldukça kısa. Çoğu ülke pasaportun bir hükümet yetkilisi tarafından verilmediğinden Dünya Pasaportunun tanınmayı reddetmiştir. Gün geçtikçe daha çok ülkenin bu pasaportu kabul etmesi umuduyla.



Dünya vatandaşlığı fikri ilk olarak Eski Yunanistan’da bir filozofa nerelisin diye sorulduğunda “Ben bir dünya vatandaşıyım” demesiyle oluşmuştu. Dünya vatandaşlığı, yeryüzünde yaşayan insanları ırk, renk, dil ve inanç ayrımı olmaksızın dünyanın vatandaşları olarak görmektedir. Hiç bir ayrım ve şart koşulmadığı için isteyen herkes dünya vatandaşı olabilir.

" Dünya vatanım, tüm insanlar kardeşim 
ve iyilik yapmak dinimdir. "
Thomas Paine

Diyen Thomas Paine kendini herhangi bir milliyetten görmeyerek ilk dünya vatandaşı olmuştur. Birçok önemli bilim adamı ve filozoflar dünya vatandaşlığını desteklemektedir.

Garry Davis 1948 yılında Paris’te, Dünya Vatandaşı olmak için ABD vatandaşlığından çıktığını ilan etmiştir. Garry daha sonra 1954 yılında kar amacı gütmeyen WSA (World Service Authority) Türkçe adıyla Dünya Servis Kurumunu kurmuştur. Garry 60 yıl boyunda hiç bir ülkenin vatandaşı olmadan, sadece Dünya Vatandaşı olarak yaşamış. Dünya vatandaşlığı, Garry’nin kurduğu Dünya Servis Kurumunu tarafından organize edilmiştir. Bu kurum aynı zamanda, Dünya Kanunu, Dünya Devleti, Dünya Pasaportu gibi organizasyonları da yürütmektedir. Dünya Pasaportunu da bu kurum düzenleyerek vermektedir. İsteyen herkes bu pasaporta başvurabilir. 

Dünya vatandaşlığı maalesef ki her ülke tarafından desteklenmediği gibi kabul de edilmektedir. Dünya vatandaşlığını kabul eden ülkeler Ekvador, Moritanya, Tanzanya ve Togo’dır. Dünya Vatandaşlığını destekleyen tek ülke ise Vatikan’dır. Ülkemizde interneti bile özgürce kullanamıyorken böyle birşeyi desteklediğini görmek sanırım komik olurdu.

Dünya vatandaşlığını destekleyen ülke sayısı oldukça düşüktür. Şimdilik sadece yukarıda saydığım 4 ülke kabul etmektedir. Cesur Gezgin olarak biz de Dünya Vatandaşlığının destekçisiyiz. Umuyoruz ki dünya vatandaşlığını kabul eden ülke sayısı her geçen gün artar.



Oteller sundukları hizmete göre Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verdiği otel yıldızları ne anlama geliyor bunu yazımızda açıklıyoruz. Hizmet kalitesi arttıkça otel yıldızları sayıları ve ücretleri de doğru orantılı artmaktadır. Otel ararken bu kriterleri göz önünde bulundurarak kendiniz için minimum yıldızlı otel kriterinizi belirleyebilirsiniz.

Otel Yıldızları Anlamları

1 Yıldızlı Oteller ★
En az 10 oda
İyi düzenlenmiş resepsiyon
Lobi yada oturma salonu
Oda içinde tuvalet
En az 1 kahvaltı salonu
Yönetim odası
Otel kat sayısının 3’ten fazla olması halinde otelin kapasitesiyle orantılı, müşteri asansörü
06:00-24:00 saatleri arasında büfe hizmeti
İlk yardım malzeme ve gereçleri bulunan dolap
Genel mahaller ve yatak odaları döşemelerini tamamen kaplayan halı, seramik, parke gibi nitelikli malzeme

2 Yıldızlı Oteller ★★
1 yıldızlı otellerdeki tüm özellikler
En az 20 oda
Klima sistemi
Dolap
Odalarda saç kurutma makinesi
Odalarda Telefon
Odalara içecek hizmeti
Kat hizmetleri için ofis

3 Yıldızlı Oteller ★★★
1 ve 2 yıldızlı otellerdeki tüm özellikler
En az 30 oda
Yatak sayısının %25’i oranında oturma imkanının, lobide ya da ayrı düzenlenmiş oturma salonunda sağlanmalı
Ek bir yönetim odası
Odalarda televizyon
Odaların en az yarısında minibar
Yüzme havuzu yada ikinci sınıf lokanta yada kafeterya yada kişi başına en az 1.2 metrekare alan düşecek şekilde en az elli kişilik çok amaçlı salon
Çamaşır yıkama ve ütüleme hizmeti
Rezervasyon işlemlerinin bilgisayarla yapılması
24 saat büfe hizmeti

4 Yıldızlı Oteller ★★★★
1, 2 ve 3 yıldızlı otellerdeki tüm özellikler
En az 70 oda
Lobide telefon kabinleri
Otel kat sayısının 2’den fazla olması halinde otelin kapasitesiyle orantılı, müşteri asansörü
Kıymetli eşya kasası
06:00 – 24:00 saatleri arasında oda servisi
Kuru temizleme ve terzi hizmeti
Satış mağazası
Çeşitli dillerde; süreli yayın, kitap gibi dokümanların yer aldığı okuma salonu
Yatak kapasitenin yüzde ellisine hizmet veren lokanta
Sürekli doktor hizmeti ve revir
Yeterli büyüklükte bagaj odası ve emanet hizmeti
Personel sayısının en az %15’i eğitim almış personel
İdari personelin konusunda eğitimli veya en az 5 yıl deneyim sahibi olması
Telefon, faks, internet bağlantılı bilgisayar gibi büro hizmetlerine yönelik çalışma ofisi
Odalara mesaj bırakabilme sistemi ya da buna yönelik hizmet verilmesi
Kapalı yüzme havuzu
Açık yüzme havuzu
En az yüz kişi kapasiteli kabare, tiyatro, sinema etkinliklerinin yapılabileceği kapalı salon
En az yüz kişilik gece kulübü, diskotek veya benzeri eğlence imkanı veren ayrı bir salon
En az kırk metrekare büyüklükte aletli jimnastik, aerobik veya bilardo salonu, alarm sistemi bulunan sauna, Türk hamamı, mini golf, tenis veya voleybol sahası, trambolin, bowling salonu, go-kart pisti, kayak ve deniz sporları, squash salonu veya benzeri imkanlar sağlayan ünitelerden en az üç adedi
Pasta ve içki servisi verilen en az yüz kişilik salon
Türk mutfağından en az beşer adet sıcak ve soğuk yemekler ile tatlı çeşitlerinin de sunulduğu alakart hizmet verilen ayrı bir lokanta
Kafeterya ve snack bar, ünitelerinden en az üç adet

5 Yıldızlı Oteller ★★★★★
1,2,3 ve 4 yıldızlı otellerdeki tüm özellikler
En az 100 oda
Otel kat sayısının 1’den fazla olması halinde otelin kapasitesiyle orantılı, müşteri asansörü
Odalarda; çalışma masası, yatak baş ucunda merkezi aydınlatma düğmesi ve priz, boy aynası
Odalarda; bornoz, diş temizlik kiti, tek kullanımlık terlik, dikiş kiti, ayakkabı sileceği, cilası, duş köpüğü, makyaj temizleme pamuğu, kutu kağıt mendil, şemsiye gibi en az beş adet amblemli malzeme
Banyolarda; resepsiyonla bağlantılı telefon
 24 saat oda servisi
Garaj veya üzeri kapalı otopark ve 24 saat görevli personel
Odalarda; uydu veya video yayınları ile oda sayısının yüzde onu oranında internet imkanı sağlanması
Bay ve bayan kuaförü
Personel sayısının en az %25’i eğitim almış personel
Alakart lokanta
Kat koridorlarında resepsiyonla bağlantılı telefon

 6 ve 7 Yıldızlı Oteller ★★★★★★★
Resmi olarak otellere verilen yıldız sayısı 5’te bitmektedir. Gerçekte 6 ve 7 yıldızlı otel bulunmamaktadır. Bazı oteller ve turist acentaları; bazı otellerin standart 5 yıldızdan çok daha fazla hizmeti bulunması nedeniyle bu şekilde bir derecelendirme yoluna gitmiştir. Aslında 6 ve 7 yıldızlı dedikleri otellerin tamamı 5 yıldızlıdır.

Otel yıldızları ve anlamları hakkında aklınızda bir soru varsa bize çekinmeden yorumlarda sorabilirsiniz.


Her geçen yılın en çok merak edilen konularından biri olan parayla vatandaşlık alabileceğiniz ülkeler nelerdir başlığı yine bu yıl 2018’de de oldukça merak edilmiş ve sıkça aratılmış. Daha önceleri de çok kez karşımıza çıkan vatandaşlık olayları hakkında hangi ülke hangi koşulda bize vatandaşlık verir diye bir çok araştırma yaptık. Sonuçlara göre bu durum zenginlerin yapabileceği şeyler olduğuna karar verdik. Ama olurda bunu okuyanlardan biri zenginlik konusunu kafasına takmıyorsa buyursun okumaya devam etsin diyorum ve parayla vatandaşlık alabileceğiniz ülkeleri aşağıda sıralıyorum.

Parayla Vatandaşlık Alabileceğiniz Ülkeler Listesi
ABD – Amerika Birleşik Devletleri


Kimileri Amerikan Rüyası diyor kimileri de Emperyalizmden bahsediyor. Siz hangi taraftasınız bilmem ama genel olarak insanların çoğu ki bu kısım şimdiki gençlik diyebilirim bir aile kurmaya karar verdiklerin de ileride doğacak çocukları için iyi bir gelecek sunmak için Amerikan vatandaşlığı hakkında bir çok araştırma yapıyor. Bu konu hakkında en bilindik yöntem ise ABD’de doğum yapmak. Bunu için sizin yerinize belli bir ücret karşılığı bir çok hazırlığı yapan şirketler bile mevcut.

Amerika’nın sunduğu haklara göre, bir birey ABD sınırları içerisinde doğum yapıyorsa, doğacak bebek hiç bir şart aramaksızın Amerikan vatandaşı olabiliyor. Bu durumda ailesi içinde bir şans doğmuş olsa da bebek 21 yaşına gelene kadar aile hiç bir hakka sahip olamıyor. ABD vatandaşı olan bebek 21 yaşına girdikten sonra ailesi için Green Card alabiliyor ve ailesine yasal bir şekilde oturum ve çalışma izni sunabiliyor.

Tabi bu bir seçenek. Doğum yapmak için artık yaşının geçtiğini düşünenler veya emekliler yada az önce bahsettiğim gibi kendini zengin hissedenler. Amerika’da 1 milyon dolarlık şirket kurarak veya EB-5 yatırımcı programı kapsamında daha önce onaylanmış projelere en az 500 bin dolar ile başvuru yaparak ABD vatandaşı olmak sizin için biçilmiş kaftan oluyor. Bu yatırımdan sonra iki yıl koşullu oturum, sonrasında koşulsuz sürekli oturum, beş sene sonrası ise ABD vatandaşlığı hakkı veriliyor.Doların yükseldiğini hatırlatmanıza gerek yok. O yüzden diyoruz ki ABD’de doğum iyi fikir aslında. 

NOT: Amerika Birleşik Devletleri Vatandaşlığı’na sahip olan herkes sınır kapısında vize alarak veya vizesiz 174 ülkeye seyahat edebilirler. Bu sayede ABD vatandaşları Dünya’da seyahat özgürlüğü açısından 3. sırada yer almaktadır. 

Avusturya


Yine merak edilen, yaşam standartlarının hep yüksek olduğu bilinen ülkelerden biri olan Avusturya içinde bir araştırma yaptım. Avusturya size parayla vatandaşlık veriyor mu? Bu sorunun cevabı Evet. Ama ne kadar bir miktar para istediği konusunu saklı tutuyor. Bu yüzden net bir rakam veremesem de en az 2 Milyon Euro’luk bir yardım göstermeniz para anlamında yeterli olsa da Avusturya vatandaşlığı için ülke sizden garip bazı isteklerde de bulunabiliyor.

Bundan bazıları sıra-dışı bir yetenek veya başarı öyküsü olabiliyor. Bunlardan birini veya hepsini kendinizde barındırmanız durumunda Avusturya Vatandaşlığı için size bir kapı açabilir belki.

NOT: Avusturya vatandaşları sınır kapısında vize alarak veya vizesiz 173 ülkeye seyahat edebilirler. Bu sayede Avusturya vatandaşları Dünya’da seyahat özgürlüğü açısından 5. sırada yer almaktadır.

İngiltere 


Güçlü devletler hangileri diye sıraladığınızda aralarında İngiltere’nin de bulunacağından emin olabilirsiniz. İnsanlara sunduğu yaşam standartı, oldukça lüks ve geçinilebilir bir ülke olması, şimdiki gençlerin okumak için gidip daha sonra orada yaşama fikrine kapılmalarına sebep olmuyor değil. Bir çok kişi de bu durumu kendi lehine çevirebilecek potansiyele sahiptir diye düşünüyorum. 
Yaşamak istediğiniz ülkenin İngiltere olduğundan emin olduktan sonra orada yapacağınız 5 yıl süreyle 1 milyon poundluk yatırım sizi Birleşik Krallık yani Britanya vatandaşı yapabilir. Bu yatırımı yapacak bir sermayeniz varsa veya oluşturabileceğinize inanıyorsanız, İngiltere’de yaşamak sizin içinde uygunsa bu seçeneği değerlendirmek oldukça akıllıca olabilir.

NOT: Britanya vatandaşları vizesiz veya sınır kapısına vardıklarında vize alarak 173 ülkeyi ziyaret edebilirler. Bu sayede İngiliz vatandaşları Dünya’da seyahat özgürlüğü açısından 4. sırada yer almaktadır.

Kanada 


Dünyada en büyük ikinci ülke olarak bilinen Kanada’da yaşamak ve o ülkenin vatandaşı olmak hiçte sanıldığı kadar kolay değilmiş. Bir çok prosedüre maruz kalmanızın yanı sıra Kanada’nın vatandaşlık için istediği yatırım 400 bin dolar parayı göstermeniz gerekiyor.

Ayrıca eğer alabilirseniz beş yıl oturum izninin ardından ülke size vatandaşlık izni veriyor.  Önemli olan şeyin Kanada’da oturum almak olarak bile bakabiliyoruz diyebilirim.

Bu seçeceğin dışında Kanada vatandaşı olabilmenin bir kaç farklı yolu daha var aslında onlardan bazıları da şu şekilde;

Kanada’da doğduysanız
Kanada Vatandaşlık Yasası’nda yapılan değişiklikler nedeniyle Kanada vatandaşlığına hak kazandıysanız
Kanada vatandaşlığı için yaptığınız başvuru kabul edildiyse
Kanada sınırları dışında doğmuş olmanıza rağmen ebeveynlerinizden en az biri Kanadalı ise,
Kanada’da yabancı diplomat bir ailenin çocuğu olarak doğduysanız,
Bir Kanada vatandaşı ile evlendiyseniz,
Bir Kanada vatandaşı tarafından evlat edinildiyseniz,
Bir mülteci olarak Kanada’ya kabul edildiyseniz,
Kanada’da süresiz oturum izni ile uzun yıllar boyunca yaşadıysanız otomatik olarak Kanada vatandaşı olmazsınız ancak Kanada vatandaşlığı için başvuru yapabilirsiniz.
Bu maddelerden birini veya bir kaçını karşılıyorsanız da Kanada vatandaşı olabilirsiniz. 

NOT:  Kanada vatandaşları sınır kapısında vize alarak veya vizesiz 171 ülkeye seyahat edebilirler. Bu sayede Kanada vatandaşları Dünya’da seyahat özgürlüğü açısından 6. sırada yer almaktadır.

Almanya


Eskiden beridir bir çok gurbetçinin gidip orada kaldığı ve şu anda Euro para cinsinden maaş aldıklarını düşünürsek vatandaş olmaları Türkiye’ye döndüklerinde oldukça işlerine yarıyor olmalı. Almanya’ya çok eskilerden gidip bir şekilde vatandaşlık almış olanların dışında yeni yeni Almanya vatandaşlığını düşünenleriniz varsa gerekli olan minimum yatırım miktarı 250 bin Euro’nuzun olması gerekiyor. Ayrıca bu miktarın Alman vatandaşlarına istihdam sağlaması gerekiyor. 

Gidiş amacınız ne olursa olsun Almanya’da yaşama fikri size yakın geliyorsa bunu mutlaka bir şekilde değerlendirip çifte vatandaşlık elde edebilirsiniz. 

NOT: Almanya vatandaşları sınır kapısında vize alarak veya vizesiz 176 ülkeye seyahat edebilirler. Alman vatandaşları bu sayede seyahat özgürlüğü açısından dünyada 1. sırada yer almaktadır.

Her zaman en iyiler sona saklanır demişler… :)) Yeni evinizde ve yeni ülkenizde mutlu olmanız dileğiyle.. 

Mutlu ve Cesur Kalın.


Seyahatlerde konaklama olmazsa olmaz bir durum. Kimi çadırda kalmak ister kimi konforundan ödün vermek istemez ama öyle ya da böyle konaklama işimizi bir şekilde hallederiz. Yerel halka birileri ile tanışmak ve bütünleşmek için en uygun ve güvenilir yöntemi Couchsurfing.

Couchsurfing Nedir ?
Couchsurfing , kanepe sörfü demek. Açıklamak gerekirse tanımadığınız birinin koltuğunda uyumak diyebilirim. Kulağa çok saçma geliyor böyle söyleyince dimi. Belki bir çoğunuz adını duymadı belki de duydu ama ne için kullanılır, amaçı nedir bilmiyor. Benim çevremde  de bu uygulamayı duyan ya da kullanan arkadaşım çok azdı. Doğruyu söylemek gerekirse bende bu yıl keşfettim aslında.

Çok sevdiğim biri bu uygulamayı yıllarca kullanmış. Bende onun tavsiyesi ile Karadağ’ da kullanmaya başladım. Benim kullanım amaçım daha çok ingilizcemi geliştirmek ve farklı kültürlerden insanlarla etkileşim içine girebilmekti.

Couchsurfing , meslegini “adventurer extraordinaire & social networker” olarak tanimlayan 1978 dogumlu Casey Fenton tarafından kurulmus, kendi deyimiyle “uluslararasi bir konukseverlik servisidir. 2004 yılında Kaliforniya’da kurulmuş. Zaman içinde Facebook satın almıştır. Bu site insanların kendi evlerinde konaklama ihtiyaçı duyan misafirleri evlerinde ağırlamaktır. Temel mantık olarak böyle çalışmaktadır. Sadece bu da değil. Yalnız gezmek istemezseniz. Size yardımcı olacak birilerini bulmanızda mümkün. Bunun dışında etkinlikler falan da olabiliyor. Onlara takılıp yeni insanlarla tanışabilirsiniz.

Couchsurfing Kullanımı ve Üyelik 
Uygulamayı https://www.couchsurfing.com den indirebilirsiniz.Uygulamayı indirdikten sonra profil bilgilerinizi oluşturmanız gerekiyor. Kendinizle ilgili gerekli bilgileri yazdıktan ve fotoğraflar ekledikten sonra artık hazır. Sonrasında gitmek istediğiniz lokasyonu seçip, o bölgede misafir ağırlamaya uygun üyeleri arayabilirsiniz. Ya da seyahat planınızı girip insanların size ulaşmasını sağlayabilirsiniz.

Profiliniz ne kadar dolu olursa şansınız o kadar yüksek olur. Size güven duymazlarsa evlerini açmayacaklardır. İletişime geçtiğiniz kişi sizin hakkında ne kadar fazla bilgiye sahip olursa , kültürünüzü öğrenmek isteyecek ve sizinle daha fazla vakit geçirmek isteyip sizden bilgi edinmek isteyecektir.

Couchsurfing Güvenli Mi
Couchsurfing kullanıpta başına herhangi bir şey gelmiş birini duymadım. Profili dolu olmayan ve bana güven vermeyen insanları evime almadım. Ya da öyle insanların evlerine gitmedim. Birde uygulamanın getirmiş olduğunu Referans bölümü var. Evinizde ağırladığınız, sizin kaldığınız ya da birlikte vakit geçirdiğiniz kişiler tarafından sizin hakkınızda olumlu ya da olumsuz görüş bildirmeleri isteniyor. Gideceğiniz bölgede bunlara dikkat edebilirsiniz. Size insanlar hakkında bilgi verecektir. Zira bu referansları yazanlar gerçek kişiler.

Couchsurfing Ücretli Mi
Kesinlikle herhangi bir ücret ödemeden rahatlıkla kullanabilirsiniz. Onaylı kullanıcı olmak için bir ödeme yapabilirsiniz ve ben hiç yapmadım. Hakkınızda referans yazıldığında zaten onaylı kullanıcı haline geliyorsunuz. Üyeler sizin onaylı kullanıcı olmanızdansa yapılan yorumlara daha çok önem veriyorlar.

Size ilk kullanıma başladığımdaki deneyimimi de anlatmak isterim. Konaklama istekleri geliyordu ama ben bir türlü güvenip kabul edemiyordum. Çekincelerim vardı. Herkes gibi. Sonrasında Karadağlı bir arkadaşım bana yardım etti. Nelere dikkat etmeliyim vs konusunda. Hatta ilk misafirimi o yönlendirdi. 100 referansı vardı. Tabiki böyle olunca kabul ettim ve başlamış oldum.

Şimdiye kadar canımı sıkacak bir durum olmadı. Bazı evlerde kurallar olabiliyor. Onunla eve girip çıkabilirsiniz gibi. Kimiside evinin anahtarını verebiliyor. Duşu vs. kullanırken izin istemelisiniz.

Konaklama da fazla konfor beklemeyin derim öncelikle. Sizi kanepesini kullanma hakkı veriyor ama yastık ve yorgan gibi şeyleri vermeyebilirler. Ben evimde ağırladığım kişilere yastık, yorgan verince şaşıranlar oluyordu. Genelde bunun pek yapılmadığını söylüyorlardı.

Bazı bölgelerde fazla kullanıcı olmayabiliyor. Dubrovnik gezimde konaklama yapabileceğim kimseyi bulamamıştım. Ama uygulama sayesinde biri ile tanıştım. Akşam beni oranın en popüler mekanına götürdü ve çok güzel zaman geçirmiştim.

Halen görüştüğüm Çinli bir kızla da bu uygulama sayesinde tanıştım. Evimde 2 gece ağırladım. Tamda hafta sonu gelmişti. birlikte bolca vakit geçirme imkanımız oldu. Birlikte ilk defa otostop çektik 🙂 Yemek yaptık. Film izledik.

Bu uygulama sayesinde tanıştığım Karadağlı biri ile de harika bir arkadaşlık kurdum. Ne zaman yardıma ihtiyaçım olsa hemen geldi. Ev sahibimle konuşmaktan, evden taşınmama kadar. Neyi nerden almam gerekiyor vs gibi.

Ayrıca sanırım benim şansıma evimde ağırladığım bir çok insan gelirken bana hediye getirdi. Ufak şeyler bunlar tabiki ama insanı mutlu etmeye yetiyor kesinlikle.


Hiç mi başına bir şey gelmedi ya da ilginç bir şey yaşamadın mı derseniz. Ağırladığım bir Belçikalı ağırladığım bir kişi valizinde patates çıkarmıştı. Yanında seyahat esnasında patates taşıyanıda hiç görmemiştim 🙂

Evimde ağırladığım insanlardan o kadar fazla şey öğrendim ki. Tabi ki dil geliştirme konusunda da yardımları dokundu ama kültürleri hakkında bilgiler edindim. Yeni şeyler öğrenmenin kesinlikle maddi bir karşılığı yok.

Sizde gittiğiniz yerlerde bu deneyimi yaşamak isterseniz. Bir yerden başlamanın tam zamanı. Konaklamayı imkanı sunarken ayrıca kültürel etkileşim ve insanlarla tanışma imkanı sunan böyle kaç sitene uygulama mevcuttur.

Daha sonra ki yazıda görüşmek üzere.

İyi Günler.


KASIM AYINA GELMEDEN BİLELİM SONRA GEZELİM

Kovada Gölü Milli Parkı
Son zamanların popüler yerlerinden biri kesinlikle. Isparta’nın Eğridir İlçesi’ne 29 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Muhteşem doğaya sahip bu yer 1970 yılından beri koruma altında. Zengin florası ile bulunduğu yere hayat getiren Kovada Gölü’nde kamp yapma imkanınız da bulunuyor.


Isparta’nın Eğirdir ilçesine 24 kilometre, Isparta’ya 84 kilometre, Antalya’ya ise 180 kilometre mesafedeki Kovada Gölü Milli Parkı’na havayolu ile ulaşım için Isparta Süleyman Demirel Havalimanı kullanılabilir. Haftanın yedi günü İstanbul’a direkt uçuş gerçekleştirilen Isparta’dan Eğirdir ilçesine yolcu taşıyan minibüs ve otobüslerle aktarma yaparak milli parka gidilebiliyor. Bölgeye özel araçlarıyla gidecek ziyaretçiler, Eğirdir-Antalya karayolun dan Kınalı Tepe mevkiinde ayrılıp, Sütçüler’e devam eden yolu takip edebilir. Girişi ücretli olan Kovada Gölü Milli Parkı, yürüyüş rotaları ile seyahat için güzel bir alternatif sunuyor.

Abant
Yıllardır asla popülaritesini kaybetmeyen yerlerin başında geliyor. En çokta İstanbul’a yakın olması nedeniyle ile günü birlik bile fazlasıyla ziyaretçiye sahip. Heyelanlar sonucu oluşan bu güzel Abant Gölü, Bolu’nun Mudurnu ilçesine 18 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’ ise, 279 kilometre mesafededir.


Abant’a doğru gelirken doğa size kucak açmış olacak. Aracınızın camlarını açın ve temiz havayı içinize çekin. Ayrıca yol üzerinde bulunan küçük evlerde sucuk ekmek yiyebilirsiniz. Gölün çevresindeki asfalt yolda bisiklete binebilirsiniz. Tabloyu andıran manzaraya bakarak kendinizi doğanın kollarına bırakabilirsiniz. Konaklamak isterseniz, hem kamp alanı hem de oteller bulunmaktadır. Sonbaharı ayrı güzel kışı ayrı bir güzeldir Abant’ın. Çift olarak romantik bir hafta sonu geçirebileceğiniz gibi arkadaşlarınızla da güzel vakit geçirebileceğiniz bir yer. Şimdiye kadar 2 kere gittiğim Abant’ın bende ki yeri çok ayrı 🙂

Yedigöller Milli Parkı
Yedigöller’de Abant gibi Bolu iline bağlı Merkeşler Köyü’nde bulunmaktadır. İstanbul’dan 302 kilometre uzaklıktadır. Burasıda uzun yıllardır popülerliğini kaybetmeyen ve kaybetmeyecek gibi de görünün yerlerden biri.

Milli park toplam 7 adet gölden oluşmaktadır. Bunlar Seringöl, Büyükgöl, Küçükgöl, İncegöl, Nazlıgöl, Deringöl ve Sazlıgöl’dür. Göllerin içinde en büyük olanı adı gibi Büyükgöl’ dür.  


Eşsiz manzaraları, yürüyüş rotaları, sessiz ve sakin doğası, şelaleleri, farklı bitki türleri ile doğa severler için harika bir rota. Aracınız yoksa bile, günübirlik birçok tur mevcut. 130-200 TL arasında turlarla rahatlıkla gidebilirsiniz.

Milli Park içinde bulunan 72 yataklı bunglaov evlerde konaklayabilirsiniz. Tabi ki kamp yapabileceğiniz bir alan bulunduğu gibi, konaklama imkanı dışında kafe ve restoranlarda bulunmaktadır. Doğa kendini yeşilden sarıya bürürken bu eşsiz manzaraya tanıklık etmek isterseniz mutlaka gidilmesi gereken yerlerden biri.

Sülüklü Göl
Doğa bize o kadar bonkör davranmış ki. Özellikle de Bolu iline 🙂 Sülüklü Göl’de Bolu iline bağlı Mudurnu ilçesi sınırlar içinde. Tektonik hareketler sonucu oluşmuş bir heyelan set gölüdür. İstanbul’dan 200 kilometre kadar bir mesafesi bulunmaktadır. Sülüklü Göl, tabiatı koruma ve sit alanı statünde olduğundan konaklama alanı bulunmamaktadır.


Sonbaharın bize sunduğu pastel tonlarını görebileceğiniz gölde konaklama imkanı sadece kampçılar için mevcut. Yedigöller’de olduğu gibi burası da turların oldukça fazlasıyla geldikleri lokasyonlardan biri. Günübirlik doğa ile baş başa kalmak için güzel bir seçim olacaktır. Trekking yapmak içinde oldukça iyi bir seçenek.

İğneada
Duymayanımız kalmamıştır sanırım İğneada’ yı. Benim gidişimin üzerinden sanırım 5-6 yıl kadar geçti. Öyle yerler vardır ki yine gelirim buralara dediğimiz, işte öyle bir İğneada. Buraya İstanbul’dan 3 saatte gelebilirsiniz. Küçük, oldukça sakin ve dinlendirici bir yer.


İğneada deyince ilk akla gelen bence Longoz Ormanı. Bir çeşit orman ekosistemi Longoz. İğneada Longozu’da bu açıdan önemli bir yere sahip. Doğal güzellikleri, yürüyüş parkurları, bitki örtüsü ve her an önünüzde çıkabilecek yaban hayvanları ile görülesi yerlerden. Hatta İğneada merkeze giderken geçtiğiniz yolda, önünüzden bir tilkinin geçtiğini görmeniz oldukça olası.

İğneada’ da ister kamp kurabilir, ister bir otel ya da pansiyonda kalabilirsiniz.

Adatepe Köyü
Adatepe, 1980′ li yıllarda kaderine terk edilmiş, izbe halde bırakılmış yerlerden biriymiş. Bir grup arkadaş burayı keşfedip kendi bütçeleri ile köyü evleri alıp restore etmişler.


Pırıl sokaklarında tarihin izlerini gözlemleyebilir, otlu dondurma yiyebilir, Zeus Atlarının benzersiz manzarasını seyredebilirsiniz. Tüm bunları yaparken sakin bir hafta sonu içinde buralara gelmişsiniz bir köyde bulunan pansiyonlarda kalabilirsiniz.

Kapadokya
Harikalar diyarı benim için Kapadokya. Doğa, manzara ve hatta romatizmi birlikte bulabileceğiniz masalsı bir yer. Burası listemde olmasa olmazdı kesinlikle. Ne arasanız var Kapadokya’da. Balonla gökyüzünde bir gezinti, Ihlara Vadisi’nde uzun bir yürüyüş, eşsiz manzaraya karşı bir kadeh şarap içmek ve hatta yeraltı şehirlerinde tarihin izlerini görmek. Yok yok gibi oldu sanırım ama gerçekten büyüleneceğiniz yerlerden biri.  Hem hafta sonu hem de 3-4 gün gidebileceğiniz bir yer. Kapadokya bölgesinde benim tavsiyem mutlaka taş otellerde ya da mağara otellerde kalmanız.


Yuvacık
Yuvacık, İzmit’e 10-12 kilometre uzaklıkta, yayla görünümüne sahip doğa ile iç içe bir yer.  Burası tam bir doğa severlere göre bir yer. Baraj gölü, dağ tepesi ve bu dönemde sonbahar manzaraları ile trekking sporu için oldukça mükemmel Yuvacık. İstanbul’un hemen yanı başında bulunan bir tatlı yerde ister sabah kahvaltı yapıp, doğada yürüyüş yapın, isterseniz bungolov tarzı evlerde huzurlu ve sakin bir gece geçirin. Karaaslan Kamping’e yakın bir konumda olan tarihi Taş Köprü görebilirsiniz.


Yenice Ormanları
 Türkiye’nin en büyük blok ormanları olarak seçilen Yenice Ormanları, WWF ( Dünya Doğayı Koruma Vakfı ) tarafından korunması gereken 100 alandan bir tanesi seçilmiş.  Yenice Ormanları, Karabük merkeze yaklaşık 6 kilometre uzaklıktadır.


Ormanların içerisindeki çeşitli şelaleler, farklı renklerdeki çiçekleri ile huzur ile dolu görülesi bir alan haline geliyor. Yürüyüş yapmayı sevenlerin bir numaralı adresi olabilecek olan bu orman gerçekten doğal güzellikleri ile sürprizler ile dolu bir parkur çıkartıyor karşımıza. Doğanın içinde harika zaman geçirmek istiyorsanız eğer burası kesinlik ile tam da aradığınız yer olacaktır. Konaklama için çevresinde bulunan otelleri kullanabilirsiniz. Ayrıca kamp alanı da bulunuyor.  kasım

Papart Ormanları


Burası Artvin Şavşat’ın Gürcistan sınırına yakın vadilerinden biri. Papart Vadisi diye anılan bu yer ormanlarla kaplı dar ve dik rengarenk bir görüntüye sahip. Dik yamaçlardan irili ufaklı şelalelerin aktığı sanki pastel renklerin olduğu bir tablo gibi. Yol da giderken sık sık durup fotoğraf çekmek isteyeceğinizi garanti edebilirim. Konaklamak için yakın konumda bulunan Meydancık Köyü’nü tercih edebilirsiniz. 




DÜŞEN ŞEYLER

   Atlayalım mı, dedi.
   Metrodaki sarı çizgiyi geçmeyin anonsları kafamda yankılanıp dururken değil atlamak, onun gittiği kadar uca gidip bakamıyordum bile aşağıya. O ise ben sessiz kaldıkça, cesur olma rolünü daha da abartılı oynuyordu. Ayaklarını yerden hiç kaldırmadan yaklaştı biraz daha kıyıya. Ayakkabılarının kauçuk tabanlarının altında çakıl taşları gıcırdıyordu. Bir şey söylemeden elini uzattı. Parmakları bana gel demeye çalışarak çırpındı. Elimi uzattım. Korkuyordum. Atlamaktan, onun atlamasından, beni itmesinden, kendisi atlarken tutup beni de çekmesinden ya da atlamak hiç aklımda bile yokken aşağıya düşüvermekten. Derin bir nefes aldım. Kan almadan önce hemşirelerin tembihlediği türden bir derin nefes.
   Bazı nefeslere bazı zamanlar çok büyük ihtiyaç olur. Restoranın hemen dışındayım. Deli olmalıyım ki gece yarısı kalkıp buraya kadar geldim. İçerisi loş, dışarısı tenha. Yerler buz kesmiş. Ellerimi ceplerimden çıkaramıyorum. Çıkarıp bir sokak lambasının direğine tutunsam, yarın parmak izlerimi orada bulup kimliğimi teşhis edecekler. Yarın gazetelere kendi hakkımda kayıp ilanı vereceğim. Hareket eden kabuğumu bu meftun, bu yarım akıllı hâlime bırakıp bambaşka diyarlara gitmiş olmalıyım, zira o kapının hemen ardında duran ben olamam. Derin bir nefes daha alıyorum.
   Nefesime kokusu karışıyor. Çok yakınımda bir yerlerde olduğuna şüphe yok. Birkaç adım daha atınca cam kenarı olmayan bir masada onları görüyorum. Kadın gülümsüyor. Abartısız. Dünyadaki her işin nasıl yapılacağını kolaylıkla tarif edebilecek gibi bakıyor. Garsona somonu pişirirken nasıl kurutmayacaklarını, rokaların en tazelerinin Beşiktaş pazarındaki hangi tezgâhta satıldığını, elma sirkesinin kadehleri nasıl da parlatacağını anlatabilir. Gidip merhaba desem, bana da öyle bir bakar ki hemen oracıkta ölürüm. Çünkü kaybettiğimi anlarım. Oturdukları masanın tam ortasından hayali bir çizgi çekiyorum. Kadın kendi yarısında sakin. Oysa adamın elleri sınırından çıkıp kadına dâhil olmaya çok yakın. Göbek deliği kadına dönük. İçinde bazı yerler kadına ait olmuş. Kadının gülümsemesine dâhil olma ihtiyacındaki sözcükler ağzının içinde telaşlı. Özlemiş gibi bakıyor. Kadına biat eden parçaları uyuşturulmuş gibi huzur içindeler. Bana ihanet eden sağ eliyle sol elinde tuttuğu bir lokma ekmeğin üzerine favadan kondurup kadının ağzına doğru uzatıyor. Teklifsizce. Reddedilme korkusundan uzak. Tuzaklı sorulardan, mesafeli kelimelerden, bekledikçe kurumaya yüz tutmuş heveslerden azade. Kadın ağzını yavaş çekimde aralıyor. Dili bir parça öne uzanıyor.
   Bu dil nelerin tadını biliyor? Acılı ezmeleri, rakılı geceleri, terk edilmeleri, ölüp ölüp dirilmeleri, yastığa dökülen iç geçirmeleri, pervasız sevişmeleri, dalından yeni kopmuş çavuş üzümlerini, dişle koparılan tırnak kenarı etlerini, ekmek arası kokoreçleri, boynunun ince çizgilerini, yara izlerini tattı mı? Adamı hayal ettiği bir an dilini kendi dudaklarının üzerinde gezdirdi mi? Beraber kahve içerken yaktı mı ucunu? Öğlen yediği yemeği adama dünyanın en mühim meselesi gibi anlatırken dilinde hissettiği acılı, ekşili tatminler mi? Hangi tahminlerle uzatıyordu şimdi dilini favayla ve her saniye kirlenen havayla dolu o lokmaya. Kapattı ağzını. Her noktası taze bakla zerrelerine temas eden dilinin içeride dönüp durduğunu hissediyordum. Dili döndükçe görüntüler, gecenin sessizliği, kafamın içindeki tüm anılar, senelerce büyüttüğüm tüm dünya tahayyülleri boydan boya paramparça oluyordu. Adam kadının yüzüne, yüzündeki deliklerden tam içine, içinin kendi görüntüsüyle dolmasına hayranlıkla bakıyordu. Bana bir kez daha ihanet eden sağ elinin en hain parmağıyla kadının dudak kenarında kalan bir parça favayı aldı. Peçeteye silmedi. Parmağının masanın ortasına çizdiğim çizgiden yavaş yavaş kendi ağzına doğru hareket ettiğini, hiç kasılmadan dümdüz durduğunu, bir hamlede aralanmış ağzına girip çıktığını ve favanın ağzının içinde yok olduğunu gördüm.
   Derin bir nefes aldım. Bir tane daha. Bir tane daha. Hiçbiri içime dolmadı. Bir yerinden delinmiş naylon bir poşet gibiydim.
   Atlayalım işte, dedi. Artık yan yana duruyorduk. Başım dönüyordu. Elim avucunda terden sırılsıklamdı. Sen gerçekten korkuyorsun, dedi. Bir an aşağıya baktım. Bir an masaya. Bir an geride kalan manzaralara.
   Düşen şeyler aslında bir müddet uçuyorlardı.


Çiğdem Demirhan - Loş İklimlerin Hayvanları

Kutu Yayınları, s.80-82



Papağının Tehdidi

Derman arardım derdime
Derdim bana derman imiş
[NİYÂZÎ-İ MISRÎ, 1618-1693]

Ölüler geri dönebilir, dönmeyebilir de. Fakat sesleri canlı gelir.
[HAROLD BLOOM, Etkilenme Endişesi]

Zaman, varlığın paketlenmesi değil, ebediyet ile alışverişidir.
[EMMANUEL LEVINAS, 1906-1995, Ölüm ve Zaman]

   Evde iki papağanım var: Django ve Mango. Onlara ilk “Çalış” kelimesini ezberlettim. Sabahtan akşama kadar “Çalış!” diye düet yapıyorlar. Ben de çalışıyorum. Okuyor ve yazıyorum yani. Papağanların motive ettiği bir yazardan ne beklersiniz? Fakat iş göründüğü gibi değil. Televizyondan duyduklarıyla kelime hazinelerini genişlettiler. “Çalış! Seni Allah’ın belası!” “Çalış! Lanet olası!” “Çalış! Yoksa beynini dağıtırım!” nevi hakaret ve tehditlerle konsantre olmamı sağlıyorlar. Tabiatın bir mucizesi.
***
   Derde Deva Randevu’yu roman olarak tasarlamıştım ilkin: Zamanda yolculuk eden yaşlıca, yalnız, çaçaron Hafife Alma adlı bir kadın, ansiklopediden rastgele isimler seçiyordu. Hüseyin Rahmi Gürpınar’a gidip “Benim damat da hayırsızın teki çıktı Hüseyin Bey!” diye yakınıyor mesela. Fakat teselli de veriyor: “Gulyabani’ye dil uzatanlar halt etmiş. Hiiiç tasalanmayın. Romanı yüzbinler ayıla bayıla okuyacak. Filminde de en meşhur artistler oynayacak…”
   Yalnız yaşamaktan bunalan Hafife Alma, çene çalmak için tarihî şahsiyetlere musallat olacaktı. Böylece hem dertlerine deva arayacak hem de ziyaret ettiği kişileri kendine mahsus yöntemlerle teselli edecekti. Bugünden tarihe, tarihten bugüne laf taşıyan, ıvır zıvır nakleden başkarakter, işleri karıştıracaktı. Dünyanın çivisini kanırtan, vidaları gevşek bir kadının şamatalı sergüzeşti. Hafife Hanım, harcıalem sorunlarına umulmadık düzeyde çözümler bulurken; filozofların, şairlerin, romancıların buhranlarını şıppadak giderecekti!..
   Yapamadım. Yazamadım yani. Yazarlar böyledir. Yazmakta zorlanırlar. Neden papağanların tehdide varan teşvikine gereksinim duyduğumu anlayın işte.
   Roman, müteveffa yazarlarla sohbetlere dönüştü. Fârâbî’yle, Hacı Bektaş-ı Veli’yle, Bukowski’yle… diyalog kuruyorum. Kuruyor ve kurguluyorum. İyi ama neden ben? Ne hakla? Bu muteber müelliflerle muhataplık mertebesine layık mıyım? Hem sonra, muhayyel buluşmalarda onların eserlerinden alınan sözleri bizzat seçtiğime göre, bu bir diyalog mudur? Nihayetinde kendi görüşlerimle örtüşen, bana makbul, hiç değilse makul görünen ifadeleri yansıtmıyor muyum? Dolayısıyla, bu kitap diyalog görünümlü ‘dolaylı monologlar’ toplamı mı?
***
   Aceleye mahal yok. Tekerleği, icat eden adamın elinden kapıp uçağa takamayız. Elinizdeki kitabın değeri, sizi, daha büyük faydalar temin etmek üzere kimi yazarların eserlerini okumaya azmettirmesiyle belirecektir.
   Kitap okumanın bir nevi randevu olduğu, bu randevunun hemen her zaman bir dertleşme ve / yahut deva arayışı anlamına geldiği kabulüyle hareket ediyorum. Gene de okurun önünde iki yol bulunduğunu söyleyebiliriz: 1] Kendi kanaatlerini pekiştirecek türde eserler okumak. Yani volta atmak veya yerinde saymak. 2] Başka başka düşüncelere açılmak suretiyle, kendini yenilemeye yönelmek; farklı ve mümkünse daha iyi birine dönüşme umuduyla ilerlemek.
   İşin aslı, okumak fikirlerimizi riske atmaktır.
   Alarm! Maazallah, bizi muhitimizdeki kimselerle sıkı dost kılan kırılgan görüşlerimiz darmadağın olabilir. Kişilik kazanayım derken, yapayalnız kalabiliriz. Maksadımız üzüm yemek iken, bağcının ikram ettiği pekmez bizi hayrete yükseltir. [Aydınlanmanın doğası bu: Müjdeleri yıkan bir sürpriz.] Tüm bunların berisinde, neyi dert edeceğimiz konusunda bir bilince ermeye çabalamak lüzumlu sanırım. Yani belki ister istemez, dertsiz başınıza dert açıyorum? Bu da var.
***
   Kitapta, elimden geldiğince, yazarların telakkilerini anlamayı ve aktarmayı gözettim. Beri tarafta, mesela Dostoyevski’nin romanlarından aldığım sözler, sahiden onun kişisel düşünceleri sayılabilir mi? Bu gibi hususlarda hassas ve dengeli bir tutumu korumaya çalıştım. 
   Kendi yorumumu kenarda tutmayı ve yalın sualler yönelten biri konumunda kalmayı seçtim. Zira Derde Deva Randevu’nun amaçları bunu gerektiriyordu: Yazarları ve eserlerini genel hatlarıyla tanıtmak; tecrübeli okura hatırlatmalarda bulunmak; yolun başındaki okurlara kılavuzluk etmek…
***
   Yazarları, kitap üreten uzmanlar, edebiyat teknisyenleri olarak görmüyorum.
   Kendini aşmaya çalışan kişidir yazar. [Okur da hakeza.] Ve onun kişiliği, olanca netliğiyle eserinde görünür. Tuhaf bir şey mi söyledim? Pekala… Neden “Tanpınar okuyorum” deriz mesela? Çünkü biliriz ki insan esasen manevi / mücerret bir varlıktır. Ve Tanpınar’ı cüssesinden, sesinden, kokusundan tanıyamayız. Yazar, eseridir. Dolayısıyla, kanaatimce “Kitap en iyi arkadaştır” sözü, derinlerde bir yerde “Yazar en iyi arkadaştır” manası kazanır.
***
   Evet, yazarları arkadaşım sayarım. Onlarla münasebetimi profesyonelce düzenleyemem. Çağdaşım yazarlarla da dostluğumuza güç katan asıl unsur, onların eserlerinden bana ulaşanlardır zannımca. Peki ya diğerleri? Yani bu dünyadan göçmüş yazarlar? Ya en iyi arkadaşımız, biz onunla tanışmadan ölüp gittiyse?.. Cemal Süreya’yla teatide bulunmak, Orhan Kemal’le hasbıhal etmek, Oğuz Atay’la dertleşmek iyi olurdu sanki?
***
   Demek istediğim, derdin devası belki de aynı derdi üstlenmiş bir kişiyle buluşmakla belirir? Ben de bu umutlu ihtimalin tesiriyle, merhum yazarların nabzını tuttum… Kendimce, payıma düşen mirasın bana gösterdiği canlılığı paylaşıma açıyorum. Böylece uygarlığımızı kurtarıveriyorum işte. Şakaydı. Bana öyle geliyor ki, biriyle hiç mi hiç şakalaşamıyorsanız, ona tam manasıyla saygı da duyamazsınız. “Çağdışı ciddiyet”ten yakamızı sıyıralım da… 
   Size ‘kişisel’ bir kazanç / fayda sunabilmek için ‘ekibi’ toplamaya çalışıyorum. Ola ki siz de Kurt Vonnegut’la, Hacı Bektaş-ı Veli’yle, Nietzsche’yle muhabbeti koyultur, arkadaşlığınızı ilerletirsiniz?
***
   Elinizdeki kitabın içeriğini ben tasarladım. Fakat bu tasarım’ın hayat bulmasında başrol çizer dostum Hakan Karataş’a ait. Hakan, bazı buluşmaları tümüyle çizgi–öyküye dönüştürerek kişileri, mekanları, olayları görünür kıldı. Ve bunu hayranlık uyandırıcı bir ustalıkla yaptı. Bazen de mana yüklü illüstrasyonlarla metinleri taçlandırdı. Onun sanatsal emeği, kitaba göz kamaştırıcı pırıltılar getirdi.

   Fârâbi, Shakespeare, Dostoyevski, Hacı Bektaş-ı Veli, Nietzsche, Hüseyin Rahmi, Agatha Christie, Neşet Ertaş, Kurt Vonnegut, Orhan Veli ve Bukowski… İlk bakışta, bu kişiler arasında, onların aynı kitapta yer almasını anlamsız kılacak büyük farklar olduğu düşünülebilir. 
   Nitekim modern zihin, benzerliklerden ziyade farklılıkları görmeye koşullanmıştır.
   Lewis Carroll bir dergide şöyle yazmış: “Kuzgun ile yazı masası arasında ne gibi bir irtibat olabilir?” Okurlardan biri mektupla şu cevabı yollamış: “Edgar Allan Poe her ikisi üzerinde de çalışmıştır.”
   Elinizdeki kitap -öncelikle- bağ kurma ve bütünleşme eğilimi taşıyan kişilere hitap ediyor.
***
   Edgar Poe ile temas kurayım derken, onun hikayelerinde kabristana dalıp ölüleri rehin alan tabiplerle aynı karakola çekilmek istemem doğrusu. Falanjist filan değilseniz, Derde Deva Randevu’yu dostluk başlatan ikram gibi kabul ediniz.
***
   Kitabı hazırlamak tahminimden uzun sürdü. Bu arada papağanlar dilimizi iyice söktüler. Annemin dinlediği sesli-kitaplardan Shakespeare, Hüseyin Rahmi, Agatha Christie gibi yazarların eserleri hakkında bilgi edindiler. Neşet Ertaş türküleri ve Orhan Veli şiirlerine aşinalık kesbettiler. Onlara Derde Deva Randevu’dan bölümler okudum. “Hiç fena değil!” dediler. Hakan’ın çizgilerini gördüklerinde ise yelkenleri suya indirdiler ve hatta tezahürata başladılar: “Harika! Süper! Muhteşem!”
   “Neden seni olduğundan yakışıklı, kendisini çirkin çiziyor?!” diye çemkirdi Django. “Söylediğine göre, çizerliğin raconu böyleymiş” dedim.
***
   Sahte umutsuzluğun karanlığını veya suni umudun pusunu dağıtacak bir ışık arıyorsanız… Kitabımızın bu arayışta size bir müddet refakat edeceğini umuyorum. Sonunda, o ışık altında birbirimizi daha net görebiliriz. Dilerim, yalnızlık, iki numara büyük bir pelerin gibi ayağımıza takılmasın.

   Murat Menteş, Ocak 2019, Kadıköy



Murat Menteş - Derde Deva Randevu

April Yayıncılık, s.5-6


 Gurney onun arkasından, ana binanın zemin katındaki geniş bir odaya doğru ilerlerken saat tam 10:00'du. Şehirden uzak, pahalı bir otelin bekleme odasına benziyordu. Büyük bir şöminenin karşısında bir düzine sandalye ve yarım düzine koltuk vardı. Yirmi katılımcının hemen hepsi yerlerini almışlardı. Birkaç tanesi kenarda, üzerinde gümüş bir kahve semaverinin ve bir tepsi kruvasanın durduğu bistro benzeri yerde bekliyorlardı. 
   Mellery şöminenin önüne yürüdü ve dinleyicilere döndü. Kenarda duranlar aceleyle yerlerine oturdular ve herkes susup beklemeye başladı. Mellery Gurney'e şöminenin yanındaki bir yere oturmasını işaret etti. 
   Gurney'e dönüp gülümseyerek, "Bu David," dedi. "Neler yaptığımızı öğrenmek istiyor, bu yüzden kendisini sabah toplantımızı izlemesi için davet ettim.
   Memnuniyet belirten sesler yükseldi ve tüm yüzler ona doğru bakıp gülümsedi. Çoğu, dahi gibi görünüyordu. Birkaç gün önce kendisiyle kaba bir şekilde 
konuşmuş olan narin kadınla göz göze geldi. Kadın utanmış, hatta biraz yüzü kızarmıştı sanki. 
   Giriş konuşması olmadan, "Hayatlarımıza hakim olan roller," diye başladı Mellery, "farkında olmadıklarımızda. Bizi durmadan bir yerlere götüren ihtiyaçlarımız, aslında farkına varmadıklarımızda'. Mutlu ve özgür olmak için, oynadığımız rolleri ne için oynadığımızı görmeli ve göremediğimiz ihtiyaçlarımızı su yüzüne çıkarmalıyız." 
   Sakince, düz bir tonla konuşuyordu ve katılımcılar pür dikkat onu dinliyordu. 
   "Arayışımızdaki ilk engel, kendimizi tanıdığımızı, bizi nelerin motive ettiğini anladığımızı, durumlar ve etrafımızdaki insanlar karşısında hissettiklerimizi neden hissettiğimizi bildiğimizi farz etmek olacaktır. İlerleme kaydedebilmek için, açık fikirli olmamız gerekiyor. Kendimle ilgili gerçeği bulabilmek için, bunu zaten bildiğimi söylemeyi bırakmalıyım. Eğer ne için orada durduğunu anlamayı başaramadıysam, yolumda duran kayayı asla yerinden kaldırmamalıyım." 
   Tam Gurney onun son söylediği cümleyle Yeni Nesil sorunlarını ele almaya başladığını düşünürken, Mellery'nin sesi aniden yükseldi. 
   "Kayanın ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Kaya kendinizsiniz, olduğunu düşündüğünüz kişi. Olduğunu düşündüğünüz insan sizi öyle bir yere hapsediyor ki, ışıksız, yemeksiz ve kimsesiz bir başınıza kalıyorsunuz. Her ikisi de 
   "Olduğumu sandığım insan gerçekte olduğum insandan ölesiye korkuyor; diğer insanlar onun hakkında ne düşünürler diye korkuyor. Gerçekte olduğum kişiyi bilseler bana neler yaparlar? En iyisi güvende olmak! En iyisi gerçek insanı saklamak, ona işkence etmek, onu gömmek!" 
   Yeniden duraksayıp, gözlerindeki alevin dinmesine izin verdi. 
   "Bunların hepsi ne zaman başlar? Ne zaman iki kişi şeklinde yaşamaya başlarız - kafamızda yarattığımız kişi ve içeriye kilitleyip ölüme terk ettiğimiz gerçek insan? Bence bunun başlaması sandığımızdan daha erken olur. Kendi ikizlerimin, her ikisinin de mutsuz yerlerini almaya başlamalarının dokuz yaşıma dayandığını biliyorum. Size bir hikâye anlatacağım. Bunu daha önce dinlemiş olanlardan özür diliyorum." 
   Gurney odadaki insanlara şöyle bir baktı ve hikâyeyi dinlemiş olan birkaç kişinin hatırlayıp, gülümsediklerini fark etti. Mellery'nin hikâyelerini ikinci veya üçüncü kez dinlemek, sıkıcı ya da sinir bozucu olmak şöyle dursun, onları sabırsızlandırıyor gibiydi. En sevdiği masalın bir daha anlatılacağına söz verilmiş küçük bir çocuğun heyecanlı tepkilerinden farksızdı. 
   "Bir gün okula gitmek için evden çıkarken, annem, öğleden sonra eve dönüşte bir kutu süt ve ekmek almam için yirmi dolar verdi. Okuldan çıktıktan sonra, markete gitmeden önce okulun yanındaki küçük restorandan bir tane kola almak için durdum. Fakat kasadaki adam elimdeki parayı alıp üstünü vermek üzereyken, okuldaki çocuklardan birisi gelip parayı gördü ve 'Hey, Mellery,' dedi, 'O yirmiliği nereden buldun bakalım?' Şimdi, bu çocuk dördüncü sınıflar arasındaki en tehlikeli çocuktu ve ben de dördüncü sınıftaydım. Ben dokuz yaşındaydım, o ise on bir. İki kez sınıfta kalmıştı ve herkes ondan korkardı - onla takılmayı bırakın, konuşamazdım bile. Sürekli kavga ederdi ve insanların evlerine zorla girip bir şeyler çaldığı söylentileri dolaşıyordu. Bana parayı nereden bulduğumu sorduğunda, annemin süt ve ekmek almam için verdiğini söyleyecektim fakat benimle dalga geçip, ana kuzusu demesinden korkup, onun gözüne girebilmek için çaldığımı söyledim. İlgili gözlerle bana bakınca, kendimi iyi hissetmiştim. Ardından kimden çaldığımı sordu ben de aklıma ilk gelen şeyi söyledim. Annemden çaldım dedim. Başını sallayıp, gülümsedi ve yürüyüp gitti. Aynı anda hem rahatlamış hem de rahatsız olmuştum. Söylediğim şeyi ertesi gün unutmuştum.  


John Verdon - Aklından Bir Sayı Tut

Çevirmen: Cemile Özyakan, Koridor Yayıncılık, s.114-116



Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

ABOUT ME

I could look back at my life and get a good story out of it. It's a picture of somebody trying to figure things out.

POPULAR POSTS

  • DARIDERE KAMP ALANI
    Ulaşım Darıdere Mesire Yeri ve Kamp Alanı, Balıkesir, Altınoluk, Narlı Köyünden 13 km içeridedir. İzmir-Çanakkale yolu üzerinde Çanakkale yö...
  • Marcel Proust - Lemoine Vakası
    IV. HENRI DE RÊGNIER    Elması pek de sevmem. Güzel görünmüyor. İnsanın yüzünde bıraktığı o küçük güzellik, etkisindense daha çok yansımasın...
  • "Babam Beni Şah Damarımdan Öptü" - Ozan Önen
       İnsan, babası hayattayken, sanki tüm babalar hayattaymış gibi bir yanılgıya; babası öldüğündeyse sanki sadece kendi babası ölmüş gibi bir...
  • "Musa'nın Derinlerine Düşen Yutkunuş" - Ahmet Sarı
    Bir şeyleri paylaşmak için doğru zaman doğru mekân doğru vesaire ararken geçer zaman. Bilirsiniz. Mustafa Kutlu, "İnsanlar ölür ve cena...
  • VİETNAM SEYAHAT FOTOĞRAFÇILIĞI - ÜLKENİN EN İYİLERİ VE ÖNEMLİ NOKTALARI
    Fotoğrafçı Réhahn tarafından Vietnam Seyahat İpuçları  Fransız fotoğrafçı Réhahn şu anda Vietnam’daki kabilelerin 54’ünü fotoğraflamak için ...
  • CAMPING ADRİAKE
    Ulaşım Antalya'dan Demre'ye minibüsler ile ulaşabilirsiniz. Kamp alanı sahil kenarında. Demre merkeze geldikten sonra buraya ulaşım ...
  • "Bilinmeyen Sular" - Mevsim Yenice
    “Benim için daha iyi olacak,” diyor. Neden bahsettiğinden haberi yok, adım gibi eminim bundan. Yine de kafamı sallayarak destek oluyorum. ...
  • ERCİYES EKSPRESİ (ADANA - KAYSERİ TRENİ)
    Treni hangi operatör işletiyor? TCDD Taşımacılık Nasıl bir trenle seyahat edeceğim? Dizel lokomotifin çektiği vagon dizisi Seyahat seçenekle...
  • Çılga Cantürk - Mutlu Gel Huzurlu Gel
    MUTLU GEL HUZURLU GEL 21.. 6 Ocak 2017 anısına .. İnsan ne kadar sevildiğini ve bu zamana kadar neler yaşamış olduğunu aklının bir köşesinde...
  • APOSTİL NEDİR?
    Apostil belki de ilk defa duyduğunuz bir terim ve ne anlama geldiği hakkında hiç bir fikriniz yok. Belki de var nasıl yapıldığını bilmiyorsu...

Advertisement

Follow us on Facebook

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

EREN ARDA GÜLER. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Featured Post (Slider)

Kötüye Kullanım Bildir

Archive

  • ►  2020 ( 184 )
    • ►  Mayıs ( 50 )
    • ►  Nisan ( 44 )
    • ►  Mart ( 17 )
    • ►  Şubat ( 73 )
  • ▼  2019 ( 258 )
    • ►  Kasım ( 43 )
    • ▼  Ekim ( 43 )
      • DÜNYA PASAPORTU
      • DÜNYA VATANDAŞLIĞI
      • OTEL YILDIZLARI VE ANLAMLARI
      • PARAYLA VATANDAŞLIK ALINABİLECEK ÜLKELER
      • KONAKLAMA VE EĞLENCE GARANTİLİ COUCHSURFİNG HAKKINDA
      • KASIM AYINA ÖZEL 10 ROTA
      • "Loş İklimlerin Hayvanları" - Çiğdem Demirhan
      • "Derde Deva Randevu" - Murat Menteş
      • "Aklından Bir Sayı Tut" - John Verdon
      • "21. Yüzyıl İçin 21 Ders" - Y. Noah Harari
      • "Adı Yağmur" - Leylâ Çapan
      • "Ayrıntılara Âşık Adam" - Alberto Manguel
      • "Denizin Tuzu Nereden Geliyor?" - Brigitte Schwaiger
      • "Anonslu Kaset Doldurulur" - Engin Barış Kalkan
      • "Kör Dövüşü" - Ayşen Işık
      • "Asimetri" - Lisa Halliday
      • KARADAĞ GEZİLECEK YERLER
      • KÜBA'DA YAPILACAK HARİKA ŞEYLER
      • VİETNAM SEYAHAT FOTOĞRAFÇILIĞI - ÜLKENİN EN İYİLER...
      • "Açık Unutulmuş Mikrofon" - Handan Acar Yıldız
      • "Travmatize Toplum" - Fred Harrison
      • "Kumandanı Öldürmek" - Haruki Murakami
      • "Bildiğimiz Dünyanın Sonu" - Erlend Loe
      • "Fahrenheit 451" - Ray Bradbury
      • "Düş Düşe Uğultular" - İbrahim Aslaner
      • "Huzursuzluğun Kitabı" - Fernando Pessoa
      • "İnsan Olmak" - Engin Geçtan
      • "Dünya Tarihini Yeniden Düşünmek" - M.G.S. Hodgson
      • "Çisenti" - Nezihe Meriç
      • "Çocuktaki Bahçe" - Feyyaz Kayacan
      • "Hayal Kırıklıkları Kitabı" - Margit Schreiner
      • "Tristessa" - Jack Kerouac
      • "Alıklar Birliği" - J. K. Toole
      • "Yanık Saraylar" - Sevim Burak
      • "Kedi" - Georges Simenon
      • "Gözlemcileri Gözlemleyenin Gözlemi" - Friedrich D...
      • "Liseden Arkadaşlar" - Selçuk Aydemir
      • "Kumların Kadını" - Kobo Abe
      • "İmparator Mezarlığı" - Joseph Roth
      • "Postacının Hikâyesi" - Çista Yasrebi
      • "Günden Kalanlar" - Kazuo Ishiguro
      • "Cumartesi Yalnızlığı" - Selim İleri
      • "Yalnızlığın On Bir Hâli" - Richard Yates
    • ►  Eylül ( 53 )
    • ►  Ağustos ( 6 )
    • ►  Temmuz ( 2 )
    • ►  Haziran ( 9 )
    • ►  Mayıs ( 16 )
    • ►  Nisan ( 56 )
    • ►  Mart ( 15 )
    • ►  Şubat ( 7 )
    • ►  Ocak ( 8 )
  • ►  2018 ( 51 )
    • ►  Aralık ( 7 )
    • ►  Kasım ( 8 )
    • ►  Ekim ( 7 )
    • ►  Eylül ( 3 )
    • ►  Temmuz ( 2 )
    • ►  Haziran ( 3 )
    • ►  Mayıs ( 1 )
    • ►  Nisan ( 4 )
    • ►  Mart ( 3 )
    • ►  Şubat ( 5 )
    • ►  Ocak ( 8 )
  • ►  2017 ( 11 )
    • ►  Aralık ( 1 )
    • ►  Ekim ( 10 )

Bu Blogda Ara

Blog Archive

  • ►  2020 ( 184 )
    • ►  Mayıs 2020 ( 50 )
    • ►  Nisan 2020 ( 44 )
    • ►  Mart 2020 ( 17 )
    • ►  Şubat 2020 ( 73 )
  • ▼  2019 ( 258 )
    • ►  Kasım 2019 ( 43 )
    • ▼  Ekim 2019 ( 43 )
      • DÜNYA PASAPORTU
      • DÜNYA VATANDAŞLIĞI
      • OTEL YILDIZLARI VE ANLAMLARI
      • PARAYLA VATANDAŞLIK ALINABİLECEK ÜLKELER
      • KONAKLAMA VE EĞLENCE GARANTİLİ COUCHSURFİNG HAKKINDA
      • KASIM AYINA ÖZEL 10 ROTA
      • "Loş İklimlerin Hayvanları" - Çiğdem Demirhan
      • "Derde Deva Randevu" - Murat Menteş
      • "Aklından Bir Sayı Tut" - John Verdon
      • "21. Yüzyıl İçin 21 Ders" - Y. Noah Harari
      • "Adı Yağmur" - Leylâ Çapan
      • "Ayrıntılara Âşık Adam" - Alberto Manguel
      • "Denizin Tuzu Nereden Geliyor?" - Brigitte Schwaiger
      • "Anonslu Kaset Doldurulur" - Engin Barış Kalkan
      • "Kör Dövüşü" - Ayşen Işık
      • "Asimetri" - Lisa Halliday
      • KARADAĞ GEZİLECEK YERLER
      • KÜBA'DA YAPILACAK HARİKA ŞEYLER
      • VİETNAM SEYAHAT FOTOĞRAFÇILIĞI - ÜLKENİN EN İYİLER...
      • "Açık Unutulmuş Mikrofon" - Handan Acar Yıldız
      • "Travmatize Toplum" - Fred Harrison
      • "Kumandanı Öldürmek" - Haruki Murakami
      • "Bildiğimiz Dünyanın Sonu" - Erlend Loe
      • "Fahrenheit 451" - Ray Bradbury
      • "Düş Düşe Uğultular" - İbrahim Aslaner
      • "Huzursuzluğun Kitabı" - Fernando Pessoa
      • "İnsan Olmak" - Engin Geçtan
      • "Dünya Tarihini Yeniden Düşünmek" - M.G.S. Hodgson
      • "Çisenti" - Nezihe Meriç
      • "Çocuktaki Bahçe" - Feyyaz Kayacan
      • "Hayal Kırıklıkları Kitabı" - Margit Schreiner
      • "Tristessa" - Jack Kerouac
      • "Alıklar Birliği" - J. K. Toole
      • "Yanık Saraylar" - Sevim Burak
      • "Kedi" - Georges Simenon
      • "Gözlemcileri Gözlemleyenin Gözlemi" - Friedrich D...
      • "Liseden Arkadaşlar" - Selçuk Aydemir
      • "Kumların Kadını" - Kobo Abe
      • "İmparator Mezarlığı" - Joseph Roth
      • "Postacının Hikâyesi" - Çista Yasrebi
      • "Günden Kalanlar" - Kazuo Ishiguro
      • "Cumartesi Yalnızlığı" - Selim İleri
      • "Yalnızlığın On Bir Hâli" - Richard Yates
    • ►  Eylül 2019 ( 53 )
    • ►  Ağustos 2019 ( 6 )
    • ►  Temmuz 2019 ( 2 )
    • ►  Haziran 2019 ( 9 )
    • ►  Mayıs 2019 ( 16 )
    • ►  Nisan 2019 ( 56 )
    • ►  Mart 2019 ( 15 )
    • ►  Şubat 2019 ( 7 )
    • ►  Ocak 2019 ( 8 )
  • ►  2018 ( 51 )
    • ►  Aralık 2018 ( 7 )
    • ►  Kasım 2018 ( 8 )
    • ►  Ekim 2018 ( 7 )
    • ►  Eylül 2018 ( 3 )
    • ►  Temmuz 2018 ( 2 )
    • ►  Haziran 2018 ( 3 )
    • ►  Mayıs 2018 ( 1 )
    • ►  Nisan 2018 ( 4 )
    • ►  Mart 2018 ( 3 )
    • ►  Şubat 2018 ( 5 )
    • ►  Ocak 2018 ( 8 )
  • ►  2017 ( 11 )
    • ►  Aralık 2017 ( 1 )
    • ►  Ekim 2017 ( 10 )

Combine

Horizontal

Vertical1

Vertical2

Gallery

Portfolio

  • Home
  • Features
  • _Multi DropDown
  • __DropDown 1
  • __DropDown 2
  • __DropDown 3
  • _ShortCodes
  • _SiteMap
  • _Error Page
  • Learn Blogging
  • Documentation
  • _Web Documentation
  • _Video Documentation
  • Download This Template

Footer Menu Widget

  • Home
  • About
  • Contact Us

Social Plugin

Contact us

About

Channels

  • abd
  • adana
  • afrika
  • afyon
  • ağva kilimli koyu
  • airport
  • almanya
  • amerika
  • andorra
  • anı harabeleri
  • ankara
  • antalya
  • apostil
  • app
  • araç
  • arkadaş
  • asya
  • Atatürk
  • avrupa
  • avusturya
  • ayder yaylası
  • balıkesir
  • balkanlar
  • bandırma
  • banka
  • bebek
  • belarus
  • bisiklet
  • bisikletli kamp
  • blog
  • blogger
  • bolu
  • bosna hersek
  • bursa
  • card
  • couchsurfing
  • çadır
  • çadır kurulumu
  • çalışmak
  • çıldır gölü
  • çin
  • çin seddi
  • çipli pasaport
  • denizli
  • doğa
  • doğu ekspresi
  • dolar
  • dost
  • dünya
  • e-pasaport
  • elazığ
  • en iyi bölgeler
  • erciyes ekspresi
  • erzurum
  • eskişehir
  • etik
  • euro
  • evcil
  • everest
  • festival
  • fırat ekspresi
  • fotoğrafçılık
  • galata kulesi
  • gecelemek
  • gezi
  • glamping
  • gümüşhane
  • güney kurtalan ekspresi
  • gürcistan
  • güvenilir
  • güvenlik
  • harcama
  • hava durumu
  • havaalanı
  • havalimanı
  • hayvan
  • hindistan
  • hostel
  • ısparta
  • iç anadolu
  • ingiltere
  • interrail
  • isic card
  • istanbul
  • iş
  • izmir
  • jet lag
  • kahvaltı
  • kamp
  • kamp alanı
  • kamp amerika
  • kamp eczanesi
  • kamp ekipman
  • kamp matı
  • kamp mutfağı
  • kanada
  • karadağ
  • karadeniz
  • karavan
  • karavan kampı
  • karesi ekspresi
  • karester yaylası
  • kars
  • kars kalesi
  • kart
  • kasım
  • kastamonu
  • kayak
  • kayak merkezleri
  • kayseri
  • kıbrıs
  • kış
  • kızılcahamam
  • kira
  • kocaeli
  • konaklama
  • kosova
  • kredi kartı
  • kutlama
  • küba
  • kültür
  • kütahya
  • macera
  • makedonya
  • malatya
  • maliyet
  • manzara
  • marmara
  • mil
  • miras
  • moldova
  • osmaniye
  • otel
  • outdoor
  • oyun
  • öğrenci
  • pamukkale
  • para
  • pasaport
  • rehber
  • rize
  • rota
  • rüzgar
  • sabahlamak
  • seyahat
  • sırbistan
  • sırt çantası
  • singapur
  • şile
  • tarih
  • tatil
  • tax free
  • tcdd
  • telefon
  • temizlik
  • tırmanma
  • travel
  • tren
  • türk lirası
  • türkiye
  • ucuz
  • uçak
  • ukrayna
  • uluslararası
  • uygulama
  • uyku tulumu
  • uyumak
  • uzungöl
  • ülke
  • üniversite
  • vanlife
  • vatandaşlık
  • verçenik yaylası
  • vergi
  • vietnam
  • visa
  • vize
  • vizesiz ülkeler
  • wordpress
  • work
  • work and travel
  • world
  • yapıt
  • yaz
  • yedigöller
  • yemek
  • yeşil pasaport
  • yeşillik
  • yurtdışı

Categories

  • abd
  • adana
  • afrika
  • afyon
  • ağva kilimli koyu
  • airport
  • almanya
  • amerika
  • andorra
  • anı harabeleri
  • ankara
  • antalya
  • apostil
  • app
  • araç
  • arkadaş
  • asya
  • Atatürk
  • avrupa
  • avusturya
  • ayder yaylası
  • balıkesir
  • balkanlar
  • bandırma
  • banka
  • bebek
  • belarus
  • bisiklet
  • bisikletli kamp
  • blog
  • blogger
  • bolu
  • bosna hersek
  • bursa
  • card
  • couchsurfing
  • çadır
  • çadır kurulumu
  • çalışmak
  • çıldır gölü
  • çin
  • çin seddi
  • çipli pasaport
  • denizli
  • doğa
  • doğu ekspresi
  • dolar
  • dost
  • dünya
  • e-pasaport
  • elazığ
  • en iyi bölgeler
  • erciyes ekspresi
  • erzurum
  • eskişehir
  • etik
  • euro
  • evcil
  • everest
  • festival
  • fırat ekspresi
  • fotoğrafçılık
  • galata kulesi
  • gecelemek
  • gezi
  • glamping
  • gümüşhane
  • güney kurtalan ekspresi
  • gürcistan
  • güvenilir
  • güvenlik
  • harcama
  • hava durumu
  • havaalanı
  • havalimanı
  • hayvan
  • hindistan
  • hostel
  • ısparta
  • iç anadolu
  • ingiltere
  • interrail
  • isic card
  • istanbul
  • iş
  • izmir
  • jet lag
  • kahvaltı
  • kamp
  • kamp alanı
  • kamp amerika
  • kamp eczanesi
  • kamp ekipman
  • kamp matı
  • kamp mutfağı
  • kanada
  • karadağ
  • karadeniz
  • karavan
  • karavan kampı
  • karesi ekspresi
  • karester yaylası
  • kars
  • kars kalesi
  • kart
  • kasım
  • kastamonu
  • kayak
  • kayak merkezleri
  • kayseri
  • kıbrıs
  • kış
  • kızılcahamam
  • kira
  • kocaeli
  • konaklama
  • kosova
  • kredi kartı
  • kutlama
  • küba
  • kültür
  • kütahya
  • macera
  • makedonya
  • malatya
  • maliyet
  • manzara
  • marmara
  • mil
  • miras
  • moldova
  • osmaniye
  • otel
  • outdoor
  • oyun
  • öğrenci
  • pamukkale
  • para
  • pasaport
  • rehber
  • rize
  • rota
  • rüzgar
  • sabahlamak
  • seyahat
  • sırbistan
  • sırt çantası
  • singapur
  • şile
  • tarih
  • tatil
  • tax free
  • tcdd
  • telefon
  • temizlik
  • tırmanma
  • travel
  • tren
  • türk lirası
  • türkiye
  • ucuz
  • uçak
  • ukrayna
  • uluslararası
  • uygulama
  • uyku tulumu
  • uyumak
  • uzungöl
  • ülke
  • üniversite
  • vanlife
  • vatandaşlık
  • verçenik yaylası
  • vergi
  • vietnam
  • visa
  • vize
  • vizesiz ülkeler
  • wordpress
  • work
  • work and travel
  • world
  • yapıt
  • yaz
  • yedigöller
  • yemek
  • yeşil pasaport
  • yeşillik
  • yurtdışı

PGA Head Teaching Professional

Fotoğrafım
erenardaguler
Profilimin tamamını görüntüle

Channels

  • abd
  • adana
  • afrika
  • afyon
  • ağva kilimli koyu
  • airport
  • almanya
  • amerika
  • andorra
  • anı harabeleri
  • ankara
  • antalya
  • apostil
  • app
  • araç
  • arkadaş
  • asya
  • Atatürk
  • avrupa
  • avusturya
  • ayder yaylası
  • balıkesir
  • balkanlar
  • bandırma
  • banka
  • bebek
  • belarus
  • bisiklet
  • bisikletli kamp
  • blog
  • blogger
  • bolu
  • bosna hersek
  • bursa
  • card
  • couchsurfing
  • çadır
  • çadır kurulumu
  • çalışmak
  • çıldır gölü
  • çin
  • çin seddi
  • çipli pasaport
  • denizli
  • doğa
  • doğu ekspresi
  • dolar
  • dost
  • dünya
  • e-pasaport
  • elazığ
  • en iyi bölgeler
  • erciyes ekspresi
  • erzurum
  • eskişehir
  • etik
  • euro
  • evcil
  • everest
  • festival
  • fırat ekspresi
  • fotoğrafçılık
  • galata kulesi
  • gecelemek
  • gezi
  • glamping
  • gümüşhane
  • güney kurtalan ekspresi
  • gürcistan
  • güvenilir
  • güvenlik
  • harcama
  • hava durumu
  • havaalanı
  • havalimanı
  • hayvan
  • hindistan
  • hostel
  • ısparta
  • iç anadolu
  • ingiltere
  • interrail
  • isic card
  • istanbul
  • iş
  • izmir
  • jet lag
  • kahvaltı
  • kamp
  • kamp alanı
  • kamp amerika
  • kamp eczanesi
  • kamp ekipman
  • kamp matı
  • kamp mutfağı
  • kanada
  • karadağ
  • karadeniz
  • karavan
  • karavan kampı
  • karesi ekspresi
  • karester yaylası
  • kars
  • kars kalesi
  • kart
  • kasım
  • kastamonu
  • kayak
  • kayak merkezleri
  • kayseri
  • kıbrıs
  • kış
  • kızılcahamam
  • kira
  • kocaeli
  • konaklama
  • kosova
  • kredi kartı
  • kutlama
  • küba
  • kültür
  • kütahya
  • macera
  • makedonya
  • malatya
  • maliyet
  • manzara
  • marmara
  • mil
  • miras
  • moldova
  • osmaniye
  • otel
  • outdoor
  • oyun
  • öğrenci
  • pamukkale
  • para
  • pasaport
  • rehber
  • rize
  • rota
  • rüzgar
  • sabahlamak
  • seyahat
  • sırbistan
  • sırt çantası
  • singapur
  • şile
  • tarih
  • tatil
  • tax free
  • tcdd
  • telefon
  • temizlik
  • tırmanma
  • travel
  • tren
  • türk lirası
  • türkiye
  • ucuz
  • uçak
  • ukrayna
  • uluslararası
  • uygulama
  • uyku tulumu
  • uyumak
  • uzungöl
  • ülke
  • üniversite
  • vanlife
  • vatandaşlık
  • verçenik yaylası
  • vergi
  • vietnam
  • visa
  • vize
  • vizesiz ülkeler
  • wordpress
  • work
  • work and travel
  • world
  • yapıt
  • yaz
  • yedigöller
  • yemek
  • yeşil pasaport
  • yeşillik
  • yurtdışı

Subscribe To Sarah Bennett Blog

Kayıtlar
Atom
Kayıtlar
Tüm Yorumlar
Atom
Tüm Yorumlar

Slider Widget

5/recent/slider

CATEGORIES

  • abd
  • adana
  • afrika
  • afyon
  • ağva kilimli koyu
  • airport
  • almanya
  • amerika
  • andorra
  • anı harabeleri
  • ankara
  • antalya
  • apostil
  • app
  • araç
  • arkadaş
  • asya
  • Atatürk
  • avrupa
  • avusturya
  • ayder yaylası
  • balıkesir
  • balkanlar
  • bandırma
  • banka
  • bebek
  • belarus
  • bisiklet
  • bisikletli kamp
  • blog
  • blogger
  • bolu
  • bosna hersek
  • bursa
  • card
  • couchsurfing
  • çadır
  • çadır kurulumu
  • çalışmak
  • çıldır gölü
  • çin
  • çin seddi
  • çipli pasaport
  • denizli
  • doğa
  • doğu ekspresi
  • dolar
  • dost
  • dünya
  • e-pasaport
  • elazığ
  • en iyi bölgeler
  • erciyes ekspresi
  • erzurum
  • eskişehir
  • etik
  • euro
  • evcil
  • everest
  • festival
  • fırat ekspresi
  • fotoğrafçılık
  • galata kulesi
  • gecelemek
  • gezi
  • glamping
  • gümüşhane
  • güney kurtalan ekspresi
  • gürcistan
  • güvenilir
  • güvenlik
  • harcama
  • hava durumu
  • havaalanı
  • havalimanı
  • hayvan
  • hindistan
  • hostel
  • ısparta
  • iç anadolu
  • ingiltere
  • interrail
  • isic card
  • istanbul
  • iş
  • izmir
  • jet lag
  • kahvaltı
  • kamp
  • kamp alanı
  • kamp amerika
  • kamp eczanesi
  • kamp ekipman
  • kamp matı
  • kamp mutfağı
  • kanada
  • karadağ
  • karadeniz
  • karavan
  • karavan kampı
  • karesi ekspresi
  • karester yaylası
  • kars
  • kars kalesi
  • kart
  • kasım
  • kastamonu
  • kayak
  • kayak merkezleri
  • kayseri
  • kıbrıs
  • kış
  • kızılcahamam
  • kira
  • kocaeli
  • konaklama
  • kosova
  • kredi kartı
  • kutlama
  • küba
  • kültür
  • kütahya
  • macera
  • makedonya
  • malatya
  • maliyet
  • manzara
  • marmara
  • mil
  • miras
  • moldova
  • osmaniye
  • otel
  • outdoor
  • oyun
  • öğrenci
  • pamukkale
  • para
  • pasaport
  • rehber
  • rize
  • rota
  • rüzgar
  • sabahlamak
  • seyahat
  • sırbistan
  • sırt çantası
  • singapur
  • şile
  • tarih
  • tatil
  • tax free
  • tcdd
  • telefon
  • temizlik
  • tırmanma
  • travel
  • tren
  • türk lirası
  • türkiye
  • ucuz
  • uçak
  • ukrayna
  • uluslararası
  • uygulama
  • uyku tulumu
  • uyumak
  • uzungöl
  • ülke
  • üniversite
  • vanlife
  • vatandaşlık
  • verçenik yaylası
  • vergi
  • vietnam
  • visa
  • vize
  • vizesiz ülkeler
  • wordpress
  • work
  • work and travel
  • world
  • yapıt
  • yaz
  • yedigöller
  • yemek
  • yeşil pasaport
  • yeşillik
  • yurtdışı

Advertisement

Main Ad

Trend Tags

  • abd
  • adana
  • afrika
  • afyon
  • ağva kilimli koyu
  • airport
  • almanya
  • amerika
  • andorra
  • anı harabeleri
  • ankara
  • antalya
  • apostil
  • app
  • araç
  • arkadaş
  • asya
  • Atatürk
  • avrupa
  • avusturya
  • ayder yaylası
  • balıkesir
  • balkanlar
  • bandırma
  • banka
  • bebek
  • belarus
  • bisiklet
  • bisikletli kamp
  • blog
  • blogger
  • bolu
  • bosna hersek
  • bursa
  • card
  • couchsurfing
  • çadır
  • çadır kurulumu
  • çalışmak
  • çıldır gölü
  • çin
  • çin seddi
  • çipli pasaport
  • denizli
  • doğa
  • doğu ekspresi
  • dolar
  • dost
  • dünya
  • e-pasaport
  • elazığ
  • en iyi bölgeler
  • erciyes ekspresi
  • erzurum
  • eskişehir
  • etik
  • euro
  • evcil
  • everest
  • festival
  • fırat ekspresi
  • fotoğrafçılık
  • galata kulesi
  • gecelemek
  • gezi
  • glamping
  • gümüşhane
  • güney kurtalan ekspresi
  • gürcistan
  • güvenilir
  • güvenlik
  • harcama
  • hava durumu
  • havaalanı
  • havalimanı
  • hayvan
  • hindistan
  • hostel
  • ısparta
  • iç anadolu
  • ingiltere
  • interrail
  • isic card
  • istanbul
  • iş
  • izmir
  • jet lag
  • kahvaltı
  • kamp
  • kamp alanı
  • kamp amerika
  • kamp eczanesi
  • kamp ekipman
  • kamp matı
  • kamp mutfağı
  • kanada
  • karadağ
  • karadeniz
  • karavan
  • karavan kampı
  • karesi ekspresi
  • karester yaylası
  • kars
  • kars kalesi
  • kart
  • kasım
  • kastamonu
  • kayak
  • kayak merkezleri
  • kayseri
  • kıbrıs
  • kış
  • kızılcahamam
  • kira
  • kocaeli
  • konaklama
  • kosova
  • kredi kartı
  • kutlama
  • küba
  • kültür
  • kütahya
  • macera
  • makedonya
  • malatya
  • maliyet
  • manzara
  • marmara
  • mil
  • miras
  • moldova
  • osmaniye
  • otel
  • outdoor
  • oyun
  • öğrenci
  • pamukkale
  • para
  • pasaport
  • rehber
  • rize
  • rota
  • rüzgar
  • sabahlamak
  • seyahat
  • sırbistan
  • sırt çantası
  • singapur
  • şile
  • tarih
  • tatil
  • tax free
  • tcdd
  • telefon
  • temizlik
  • tırmanma
  • travel
  • tren
  • türk lirası
  • türkiye
  • ucuz
  • uçak
  • ukrayna
  • uluslararası
  • uygulama
  • uyku tulumu
  • uyumak
  • uzungöl
  • ülke
  • üniversite
  • vanlife
  • vatandaşlık
  • verçenik yaylası
  • vergi
  • vietnam
  • visa
  • vize
  • vizesiz ülkeler
  • wordpress
  • work
  • work and travel
  • world
  • yapıt
  • yaz
  • yedigöller
  • yemek
  • yeşil pasaport
  • yeşillik
  • yurtdışı

Pages

  • EV
  • EV
  • EV

Most Trending

  • "Babam Beni Şah Damarımdan Öptü" - Ozan Önen
       İnsan, babası hayattayken, sanki tüm babalar hayattaymış gibi bir yanılgıya; babası öldüğündeyse sanki sadece kendi babası ölmüş gibi bir...
  • "Kadın Yok Savaşın Yüzünde" - Svetlana Aleksiyeviç
     İnsan savaştan büyük...     Büyük olduğu sahneler akılda kalan. Savaşta insanı yönlendiren bir şey var ki tarihten bile güçlü. Daha derinde...
  • Tolstoy - Polikuşka
     Tam da o sırada Yegor Mihayloviç konağın kapısında gözüktü. Şapkalar art arda başlardan alındı, kâhya yaklaştıkça ortasından, önünden dazla...
  • Rebecca Solnit - Karanlıktaki Umut
      Neden-sonuç ilişkisi tarihin ileri doğru hareket ettiğini varsayar ama tarih bir orduya benzemez. Tarih, yanlamasına seğirten bir yengeç, ...
  • "İpekli Mendil" - Sait Faik Abasıyanık
    Vakit geçiyor. Gün akşama, akşam geceye dönüyor ve bütün bunlara kuşlar şahit, gök şahit, insan şahit. Yaşlanıyoruz. Sait Faik nasıl anlatıy...
  • ŞİMŞİRLİK KAMP ALANI VE ALABALIK TESİSLERİ
    Ulaşım Düzce merkezine, İstanbul yada Ankara'dan otoban yoluyla ulaşmak mümkün. İstanbul - Düzce otoban çıkışı 210 km. Merkeze ulaştığın...
  • UKRAYNA'YA GİTMEK
    ARABA İLE GİTMEK… Mail kutuma yoğun bir şekilde gelen bir diğer soru, Ukrayna’ya araba ile gitmek. Her ne kadar Ukrayna’ya araba ile yolculu...
  • "Pan" - Knut Hamsun
     Üçüncü Demir Gece; olanca gerginlik içinde bir gece. Hiç değilse biraz don olsaydı! Don yerine gündüzün güneşinden kalma bir sıcaklık; ılık...
  • "Şizodüş" - Merve Sevde Selvi
    Akşam oluyor. Şehrin üstüne karanlık inerken daralan göğsümü, dünyanın muhtelif yerlerindeki gün doğumlarını düşünerek geniş tutuyorum. Masa...
  • KAMP MATI NEDİR VE NASIL SEÇİLİR?
    Özellikle uzun süre yürüyerek seyahat ederken yaptığım doğa kampları sırasında karşılaştığım en keyif bozucu durum kamp çadırını kuracak uyg...

Featured Posts

About Me


I could look back at my life and get a good story out of it. It's a picture of somebody trying to figure things out. Great things in business are never done by one person. They’re done by a team of people.

Popular Posts

  • DARIDERE KAMP ALANI
  • Marcel Proust - Lemoine Vakası
  • "Babam Beni Şah Damarımdan Öptü" - Ozan Önen

Advertisement

Designed By OddThemes | Distributed By Blogger Templates