"Postacının Hikâyesi" - Çista Yasrebi


   “Babacığım bir şey sorabilir miyim sana? Sen aşık oldun mu?”
   Babam biraz sessiz kaldıktan sonra soruma cevap verdi:
   “Tabii herkes âşık olur.”
   “Kalbinin sesi, Afrika tamtamlarının sesine benziyor muydu?”
   “Sen bunları kitaplardan mı öğrendin yine?”
   “Hayır, gerçekten kaIbim öyle çarpmaya başladığında kendimi çok iyi hissediyorum, sanki damarlarıma yeni kan gelmiş gibi, sanki hiç kötü olmayacakmışım gibi hissediyorum. Böylece bir gün sen kalkıp bana iyi yazar olmaktan daha önemlisi iyi insan olmaktır, cümlesini kurmak zorunda kalmayacaksın. Ben Ali’yle olurken…”
   “Ali’yi kaç kere gördün de öyle konuşuyorsun? Sadece bir kere motoruna bindin, o kadar!”
   “Hayır, onunla birlikte geçirdiğim şu son birkaç dakika sonsuza kadar benimle yaşayacak.”
   “Git yemeğini ye, yarın uyandığında her şey sonra erecek. Sonsuza kadar dediğin birkaç dakikadan ibarettir sadece.”
   “Baba sen aşıks oldun mu? Olduğunu biliyorum, sonsuza dek birkaç dakika değil, bir ömürdür. Sen anneme aşık olmasaydın eğer, bir ömür bu yalnızlığa tahammül etmezdin. Bu eve ve kimselere benzemeyen eşine tahammül etmezdin! Bunun için aşık olman gerek!”
   “Evet, o gerçekten kimselere benzemez!”
   “Benim tanrısal peygamberim de kimselere benzemiyor! Beni bırak ben de bu kimseye benzemeyen insanla beraber olayım. Normal birini bekleme, bu sıra dışı olanı kabul et olur mu?”
   “Çista sen onu kaç kere gördün ki?”
   “Kendime yazdığım mektuplar kadar, onu bekledim günler kadar, onu unutmaya çalıştığım ve bunu başaramadığım günler kadar." 


Çista Yasrebi - Postacının Hikâyesi

Çevirmen: Farhad Eivazi, Zoom Kitap, s.23-25


0 Comments