"Kahramanın Sonsuz Yolculuğu" - Joseph Campbell


 Erkek ve kadınların çoğu göreceli olarak bilinçdışı denebilecek medeni ve kabilesel alışkanlıklardan daha macerasız olan yolu yeğler. Fakat bu arayıcılar da, toplumun kabul ettiği, insanlığa çok önceleri kurtarıcılar tarafından verilmiş ve binlerce yıl ötesinden kuşaktan kuşağa geçerek günümüze dek gelmiş olan simgesel yardımlarla, geçiş ayinleriyle, kötülüklerden arındıran vaftiz törenleriyle kurtarılır. Ancak ne bir içsel çağrıyı ne de bir dışsal öğretiyi kabul edenlerin durumu umutsuzdur; yani, bugün kalbin içindeki ve dışındaki bu labirentte olan çoğu kişinin durumu. Heyhat, bize Minotauros'la karşılaşma cesaretini verecek basit ipucunu ve canavarla karşılaşıp onu öldürdükten sonra özgürlüğe giden yolu bulmamız için gereken araçları verecek olan rehber, şu hoş bakire, Ariadne nerede acaba? 
   Kral Minos'un kızı Ariadne, yakışıklı Theseus'a, onu Minotauros için getirilmiş olan o zavallı Atinalı genç erkek ve kızlar topluluğuyla birlikte gemiden inerken görür görmez âşık olmuştu. Theseus'la konuşmanın bir yolunu buldu ve eğer onunla Girit'ten ayrılmaya ve onu karısı yapmaya söz verirse labirentten çıkmasına yardım edeceğini söyledi. Söz verildi. Ardından Ariadne labirenti inşa eden ve annesinin içindeki yaratığı dünyaya getirmesini mümkün kılan Daidalos'tan yardım istedi. Daidalos ona, içeri giren kahramanın girişe bağlayabileceği ve labirentte çöze çöze ilerledikçe açabileceği basit bir iplik yumağı verdi. Gerçekten de ihtiyacımız olan çok küçük bir şeydir! Ama o olmazsa, labirentin içindeki macera umutsuzdur. 
   Bu küçük şey yakındadır. En tuhafı da, o korkunç labirenti yaratan bilim adamının tam da günahkâr kralın hizmetindeyken, özgürlüğe yönelik girişimlere yardımcı olmasıdır. Fakat kahraman yakınlarda olmalıdır. Daidalos yüzyıllarca, sanatçı-bilim adamı tipini temsil etti: şaşırtıcı biçimde kaygısız, sosyal yargının olağan sınırlarının ötesinde duran, çağının değil sanatının ahlâkına bağlı olan, neredeyse şeytani bir insan tipini. İnanmış, cesur ve doğruyu bulmasıyla bizi özgür kılacak kahramandır o. 
   Ve biz de şimdi, Ariadne gibi ona yönelebiliriz. İpliğinin yününü insan imgeleminin tarlalarından derlemiştir. Yüzyıllarca çiftçilik, onlarca yıllık ağır hasat, sayısız yürek ve elin çabası bu sıkıca sarılmış ipliğin düzleşmesine, ayrılmasına ve eğrilmesine gitmiştir. Dahası macerayı tek başına göze almamız dahi gerekmez; çünkü her çağdan kahramanlar bizden önce gitmiştir; labirent iyice bilinmektedir; bize  kalan yalnızca kahraman yolunun ipliğini izlemektir. Ve nerede bir nefret bulacağımızı düşünürsek orada bir tanrı bulacağız; nerede bir başkasını öldürmeyi düşünsek orada kendimizi öldüreceğiz; nerede dışa doğru yol almayı umsak orada kendi varlığımızın merkezine geleceğiz; nerede yalnız olduğumuzu sansak orada bütün dünyayla birlikte olacağız.


Kahramanın Sonsuz Yolculuğu - Joseph Campbell

Çevirmen: Sabri Gürses, İthaki Yayınları, s.28-29


0 Comments