Çılga Cantürk - Bir Erkeği Sevmek


Bir erkeği sevmek ; bir yandan  kadını kadın yapan en anlamlı özellik olurken, öte yandan bir kadını yaşadığı her şeyden çok sınayan bir eylem haline gelir.. Sınayan eylem şiire dökülür , kağıda dökülen cümleler tamamlar kalbinin dile getiremediklerini. Sen yazdıkça içinde büyüyen kocaman dünya, sen sevdikçe hayatını kaplayan kocaman bir örtü haline gelir, usul usul girer kapının arasından hiç belli etmeden rengini..
  Şimdi bir kadına verilen en güzel armağandır kalbine yakışacak bir adamı saklamak, onunla büyümek, onunla attığı her adımı kendine ödül bilmek.. 
Bir adam sevmek istedim kalbimin en derinlerinde, iç sesime kulak veren, gösteremediklerimi gören, kendi içinde onları hissedip nazikçe elini uzatan. Yüreğimi koydum ortaya, emeğimi koydum, sevgimle acımı örttüm sırf yanımda hissedebilmek için her zerresini.. Herkese yanlış gelen o her kelime, o'nun dilinden düşmedikçe en mutlak doğrum haline geldi yaşadığım her günde. 
  Bir adam sevdiğinizde o'nunla birlikte kocaman bir dünya seversiniz, o dünya içinde attığınız her adım hiç bitmesin yaktığınız her ışık hiç sönmesin, o yürüdüğünüz ve her adımında yeni bir şey keşfettiğiniz upuzun yollar hiç son bulmasın istersiniz.. Bir ışık yaktım bir adamın içinde, aydınlık oldum, yol oldum, yolumu buldum. Attığım her adımda bir tane dilek bıraktım, her adımda aynı dilek, her dilekte aynı duygular.. Ağırlığını o an anlamanın mümkünatı yokken bıraktığım dileklerin, gerçekleri görmeyi istedim her zaman. Yürüdüğüm yolun doğruluğundan şaşmadım ya , doğruluktan şaşmadığım her gün, birer sızı bırakmış aslında içimde, sonradan öğrendim.. Bir adamı sevmenin ağırlığını sevgisiyle örtmüş bir kadın gördüm aynada, biraz solgun duruyordu ama gözlerinde o içinde yaktığı ışıktan hep bir parça gördüm.. Bırakmasın istedim, bırakma yürüdüğün o yolu, kopma emeklerinden ve sevginden dedim, dinledi.. Hata yaptığını anlayana kadar dinledi de, yorulduğunu yere düşünce anladığında dayanamadım. Kaldırmaya çalıştım bir yerde , gücümün yettiği yere kadar sımsıkı tuttum kollarından, yükledim omuzlarıma.. Yapamadım.
  Bir adamı sevdi kadın saç telinden parmak uçlarına kadar, bir adama kalbini açtı kadın , kalbinin her bir odasına birer resmini yerleştirdi. Kafasını yastığa her koyduğunda nefes alışını hayal etti, yolda yürürken yanında duruşunu resmetti kafasında.. Her yeni güne uyandığında, her mutlu adımına sebebi olanı düşündü durdu günler günleri kovaladıkça.. Giydiği her parçanın üstünde duruşunu sevdi ilk önce, sonra etrafına bakmak için kafasını her kaldırışında kendisini aradığı gözlerini, gözlerindeki merakı.. Bir meraktı kadına huzur veren, bir adamdı kadına huzuru yakıştıran. Adama kalan bir kadındı da , adam bir kadında kalamadan gitti. Kadının ektiği çiçekleri, yoluna tek tek  yerleştirdiği umutları beraberinde götürüp gitti sonra.. Işık söndü, hiç sonu gelmesin diye hayal ettiği ve o umutların yeşerdiği yol bir anda gözden kayboldu.. Sis örttü yollarını, kocaman bir karanlık çöktü ilk önce açamasa da gözlerini, etrafa tutunarak buldu yolunu bir süre. Ne tutulan zamanın akıntısına kapılabildi ne de aydınlığın geldiği yöne yürüyebildi bir yerde.. Umudunu, inancını yitirdiği adam, bu kadar ışık olmuşken niye şimdi bu kör karanlıktan tökezlemek? Anlam verse yürürdü belki, anlam bulsa yine tutunurdu bir nebze. Tutunamadı ya..
   Belli belirsiz bir aydınlık oldu tozlu topraklı yolun etrafında, adamın içinde giden ışıktan farklıydı ya bu da hani biraz puslu, biraz sönük. Yine de daha iyi görebildi önünü, sevindi. Yürüdü durdu, eskisinden daha rahat görebildiğine , daha rahat yürüyebildiğine sevindi belli belirsiz. Sonra geçti.. 
Sevindiği şeylere alıştı, alıştığı zaman ise; aydınlıkta kayboldu. Adamın karanlığında boğulan kadındı o, adamın aydınlığında yeşeren, yaralandığı dizlerinden öpülesi kadın.. Sevdiği kadar sevilemedi diye düştüğü yerlerden yeniden kalkan, kırıldığı yerlerden yeniden çiçek açan sevilesi kadın.. Şimdi sen yeşert bu yolları, şimdi kendin ol , kendi yarattığın yolda kendine armağan ettiğin çiçekleri ser önüne.. Sensin bu yola baş koyan, sevgisini sırtında taşıyan, yükle şimdi tüm değerlerini omuzlarına, sensin yine sana ışık tutan..

"ÇILGA CANTÜRK"


0 Comments