"Doğal Roman" - Georgi Gospodinov


Hiç kimse rüyasından bir şey alıp getirememiştir. Rüyanın çıkışında görünmez bir gümrük vardır, orada her şeye el konulur. O şeyin durduğu bu ince sınırı ilk olarak çocukluğumda fark etmiştim. Ona "şey" diyordum çünkü bir isim koyamıyordum. O şey beni rüya çıkışında baştan aşağı arıyordu ve ancak yanıma hiçbir şey almadığıma emin olduğunda uyanmama izin veriyordu. Günlerce, daha doğrusu gecelerce semt pastanemizi rüyamda gördüğüm oluyordu. Kuyruğa giriyordum ve satıcı kadının önüne geçme zamanı geldiğinde sıkıntı içinde ceplerimi karıştırmaya başlıyordum, her karıştırılan ceple dehşet daha da büyüyordu. Yine paramı unutmuştum. Param orada, ötede, günün içinde, yatmadan önce çıkardığım pantolonun cebinde duruyordu. Böylece tüm rüyadan geriye sadece utanç ve dehşet duygusu kalıyordu. Ve denenmemiş pastaların tadı.
   Bir akşam o anki tüm birikimlerimi yanıma aldım. Kumbaradaki paralardan 2 leva 20-30 stotinka gibi kayda değer bir rakam oluşmuştu. Onları pijamamın cebine koydum ve işe koyuldum. Yani uykuya daldım. Sanırım o şey girişte hiçbir şeyime el koymadı. Paraları cebimde sıkarak pastanedeki satıcı kadının önüne dikildim. Tabağın içine avuç dolusu para dökerek onu şaşırtmak istiyordum - ve onunla kaynaşmak. Bu kelimeyi nerede duymuştum bilmiyorum ama onu ısrarla "asılmak" anlamında kullanıyordum. Pastaneci kadına ne kadar ufak para verirsem o kadar uzun kaynaşacaktım onunla. Paralarla, üzerinde yağdan gülü olan birkaç yaş pasta, revani, boza ve on küsür sütlü bonbon aldım. Onları orada yemek istemiyordum, bir paketin içine koydum ve sessizce uyanmayı bekledim. Sabah yatağımın içinde hiçbir şey yoktu. Elimi pijamamın cebine soktum. Bozuk paralar oradaydı. Her şeyin suçlusu, rüyaların en güzel hatıralarını vahşice yiyen gümrükteki o şeydi. "Rüyadanhatırakalmaz" diye bahsettiklerini duyduğum o şey. Belki de adı budur.


Georgi Gospodinov - Doğal Roman

Çevirmen: Hasine Şen Karadeniz, Metis Yayınları, s.51-52


0 Comments